6-8 KASIM 2024 tarihlerinde 11.düzenlenen Türkiye Kuvaterner Sempozyumu- TURQUA, İstanbul Teknik Üniversitesi’nde gerçekleştirildi.
Çok sayıda akademisyenin ve öğrencilerinin ortak proje dâhilinde sundukları sempozyuma ilgi büyüktü.
Yurt dışından Joel Saylor’nda dâhil olduğu sempozyumda; oldukça etkileyici ve bilgilendirici sunumlar gerçekleştirildi.
Kapanış günü yine aynı şekilde bilhassa kültürel anlamda eksik yanlarımıza bilgi ve ilgilenenlere de birer ışık tutucu potansiyelde konuşmalar gerçekleşti.
MOĞALİSTAN
Tübitak ile birlikte yürütülen projede, TURQUA, olarak Oliver Heiri’nin açılış konuşması ile başlayan sempozyumda sırası ile Urmia Gölü üzerinde oluşan tuz kabuğu oluşumu ile minerolojisindeki katmanların kontrolleri.Manyas / İznik / Sapanca göllerinin fosil ve polen kayıtları.Güney Doğu Anadolu’da Polen olmayan Fosil Polinomorflar. Türkiye’de Paleoekoloji araştırmaları. Salda Gölü’nün Jeofiziksel özellikleri.
Güney Doğu Toros dağlarında buzullaşma izlerine dair ön bilgiler. Kapadokya yürüyüş rotalarında yer alan kültürel varlıkların üç boyutlu modellenmesi. Niğde masifisi ve çevresinde drenaj gelişimi.
Kuşadası Körfezi ve açıklarının geç Pleyistosen –Holosen dönemi. Türkiye’de Enerji ve İklim politikalarının CO2 emisyonları ve yenilebilir enerji üzerindeki etkileri.
Türkiye’deki güncel ve eski buzulların morfomatik özellikleri.
Tuul Irmağı vadisindeki çalışmalardan en çok ilgimi çekenlerden birisi olarak Yrd.Doç. Emre Kara’nın ifade ettiği gibi:
Tuul Irmağı batısında Orhun Irmağı ile buluşup, Baykal gölüne akan yerde, coğrafya, insan ve doğal çevre arasındaki ilişkinin incelendiğinde Holosen geç döneme ait iki bin yıl önce Jeoarkeoloji ortamsal akarsu taraçaları, aluvyal dolgular etki faktörleri, Hidrografik ve toprak örtüsü faktörleri. Buna bağlı olarak Anadolu çalışmalarında aluvyun olarak Moğalistan’da ki alanda çalışmanın daha zor olduğuna değinirken kültürel dolgular, dalgalı düzlüklerde çok zor adeta kuş uçmaz kervan geçmez bir plato üzerinde emek verdiklerini belirtti. Togu Hermen Denj yakınında toplam 19 sondaj ve 2 farklı Göl üzerinde, Kuzey ve Doğu bölgelerinden örnekler alındığını ancak çalışmalar yürütüldüğü sırada Moğalistan’da seçimler olması nedeni ve sempozyum sonrası yönelttiğim soruya aldığım cevapta. Moğalistan’da bu işlemlerin yasak olduğu, toprak ve toprak üzerinden şekillenen mevcudiyetinin dışarı çıkşının yasak olduğu ancak bazı prosedürlerin ülkeler arası işlem gereken kısmının çözülmesi gerektiğini belirterek. İşlemlerin sonrasında iki yıl kadar daha devam edeceğini belirtti.
Bu bölgenin özelliği bulunan Saray.
Bu elbette Kültür Bakanlığımızıda ilgilendiren bir konu.
Bu kazılarla tam teşekküllü çalışmalar yürütülüp tam sonuca varıldığında ise ülkemiz adına çok ciddi bir kazanç, millî değer olduğunu düşünüyorum.
Ödül törenine geçmeden öncede Balıkesir, Burhaniye Kilise kazısı ve kültürel mirasın dijitalleştirilmesi (Reşitköy) ile tamamlandı.
Çok sayıda akademisyenin ve öğrencilerinin ortak proje dâhilinde sundukları sempozyuma ilgi büyüktü.
Yurt dışından Joel Saylor’nda dâhil olduğu sempozyumda; oldukça etkileyici ve bilgilendirici sunumlar gerçekleştirildi.
Kapanış günü yine aynı şekilde bilhassa kültürel anlamda eksik yanlarımıza bilgi ve ilgilenenlere de birer ışık tutucu potansiyelde konuşmalar gerçekleşti.
MOĞALİSTAN
Tübitak ile birlikte yürütülen projede, TURQUA, olarak Oliver Heiri’nin açılış konuşması ile başlayan sempozyumda sırası ile Urmia Gölü üzerinde oluşan tuz kabuğu oluşumu ile minerolojisindeki katmanların kontrolleri.Manyas / İznik / Sapanca göllerinin fosil ve polen kayıtları.Güney Doğu Anadolu’da Polen olmayan Fosil Polinomorflar. Türkiye’de Paleoekoloji araştırmaları. Salda Gölü’nün Jeofiziksel özellikleri.
Güney Doğu Toros dağlarında buzullaşma izlerine dair ön bilgiler. Kapadokya yürüyüş rotalarında yer alan kültürel varlıkların üç boyutlu modellenmesi. Niğde masifisi ve çevresinde drenaj gelişimi.
Kuşadası Körfezi ve açıklarının geç Pleyistosen –Holosen dönemi. Türkiye’de Enerji ve İklim politikalarının CO2 emisyonları ve yenilebilir enerji üzerindeki etkileri.
Türkiye’deki güncel ve eski buzulların morfomatik özellikleri.
Tuul Irmağı vadisindeki çalışmalardan en çok ilgimi çekenlerden birisi olarak Yrd.Doç. Emre Kara’nın ifade ettiği gibi:
Tuul Irmağı batısında Orhun Irmağı ile buluşup, Baykal gölüne akan yerde, coğrafya, insan ve doğal çevre arasındaki ilişkinin incelendiğinde Holosen geç döneme ait iki bin yıl önce Jeoarkeoloji ortamsal akarsu taraçaları, aluvyal dolgular etki faktörleri, Hidrografik ve toprak örtüsü faktörleri. Buna bağlı olarak Anadolu çalışmalarında aluvyun olarak Moğalistan’da ki alanda çalışmanın daha zor olduğuna değinirken kültürel dolgular, dalgalı düzlüklerde çok zor adeta kuş uçmaz kervan geçmez bir plato üzerinde emek verdiklerini belirtti. Togu Hermen Denj yakınında toplam 19 sondaj ve 2 farklı Göl üzerinde, Kuzey ve Doğu bölgelerinden örnekler alındığını ancak çalışmalar yürütüldüğü sırada Moğalistan’da seçimler olması nedeni ve sempozyum sonrası yönelttiğim soruya aldığım cevapta. Moğalistan’da bu işlemlerin yasak olduğu, toprak ve toprak üzerinden şekillenen mevcudiyetinin dışarı çıkşının yasak olduğu ancak bazı prosedürlerin ülkeler arası işlem gereken kısmının çözülmesi gerektiğini belirterek. İşlemlerin sonrasında iki yıl kadar daha devam edeceğini belirtti.
Bu bölgenin özelliği bulunan Saray.
Bu elbette Kültür Bakanlığımızıda ilgilendiren bir konu.
Bu kazılarla tam teşekküllü çalışmalar yürütülüp tam sonuca varıldığında ise ülkemiz adına çok ciddi bir kazanç, millî değer olduğunu düşünüyorum.
Ödül törenine geçmeden öncede Balıkesir, Burhaniye Kilise kazısı ve kültürel mirasın dijitalleştirilmesi (Reşitköy) ile tamamlandı.