Amacım ne Almanya`yı karalamak ve ne de övmek. Gözlemlerimden hareketle aktuel durumu anlatmak istiyorum. Hepsi bu.
***
İsterseniz, Almanya deyince aklınıza ilk gelen sektörden başlayalım. Yani araba sanayiinden. Avrupa`nın en büyük araba üreticisi VW (Volks Wagen: Halk Arabası) büyük bir kriz içersinde. VW zaman zaman TOYOTA`nın önüne geçerek dünyanın en büyük araba üreticisi idi...
VW deyip geçmeyelim. Bu holding/kurum içersinde tam 14 marka mevcut: VW, PORSCHE, AUDI, SEAT, SKODA vd.
İşte bu büyük sanayi kuruluşu son aylarda çok derin bir kriz içersinde. Almanya`daki birkaç fabrikasını kapatma kararı aldı. Binlerce emekçi işsiz kalacak... Bu rakamın 2035 yılına kadar yaklaşık 300 000 kişi olacağı yazılıp söyleniyor...
Aynı şekilde FORD da Köln`deki fabrikasında binlerce işçi çıkaracağını açıkladı.
Araba sanayiindeki bu kriz elbette ki bu sektöre parça veren firmaları da etkiliyor. Ve tabii ki binlerce tamir atolyesini de...
***
Diğer önemli sanayii dallarında da sallantılar, krizler var... Örneğin Dünya`nın en büyük kimya devi BASF Ludvvigshafen`daki ana üretim fabrikasını yeniden yapılandırma kararı aldı. Bu dev kuruluş olsun, VW olsun tarihlerindeki en büyük yatırımlarını Çin`de yapmışlardı... Bu da kurtarmadı...
Bir diğer önemli kuruluş BOSCH önümüzdeki dönemde beşbin civarında işçi çıkaracak...
***
Bütün bunların üstüne üçlü koalisyondan Sosyal Demokratlar, Yeşiller ve Liberal Parti (SPD, Die Grünen, FDP) Liberal Parti`nin (FDP) ayrılmasıyla hükümet azınlık hükümeti durumuna düştü. Almanya Şansolyesi Olaf SCHOLZ güven oylamasının ocak 2025`de yapılmasını ve erken seçimin ise mart 2025 tarihinde yapılmasında ısrarlı(ydı). Muhalefet partileri ise güven oylamasına hemen gidilmesini ve erken seçimin öne çekilmesini öneriyor(lardı). Ana muhalefet partisi Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) ve Hristiyan Sosyal Birlik (CSU) partilerinden oluşan Birlik Partileri (Unionsparteien: CDU, CSU) güven oylaması hemen yapılırsa, azınlık hükümetine erken seçime kadar destek verebileceğini dile getiriyor(du)...
***
Daha ben bu yazıyı yazarken yeni haber duyuruldu: Federal Hükümet aralık 2024`de güven oylamasına başvuracak ve şubat 2025`de seçim yapılacak.
***
Yeni seçimler ne getirir ne götürür pek belli değil. Bu günler de Hristiyan Demokratlar`ın seçimde birinci parti çıkacağı öngörülüyor. Anketler bunu gösteriyor. İyi de seçimlerden birinci parti olarak çıkacak Hristiyan Demokratlar kiminle koalisyon kuracak?
Ya SPD ile Büyük Koalisyon kurulacak. Ki, bu SPD`ye çok zarar verir... Ya da Yeşiller ve FDP ile bir üçlü koalisyon kurulacak. Yeşiller Partisi`nin oylarında çok ciddi bir düşüş olacağını öngörebiliriz. FDP`nin ise %5`in altına düşerek parlemento dışında kalma tehlikesi var.
Geriye kalıyor ırkçı parti AfD. Daha birkaç hafta önce bütün partiler, AfD`nin alacağı oy ne olursa olsun bu partiyle ne Eyalet düzeyinde ve ne de Federal düzeyde bu partiyle koalisyon kurmayacaklarını açıkladılar... Ne bu ırkçı partinin ve ne de Hristiyan Birlik Partileri CDU/CSU`nun %50 artı 1 alamayacaklarına göre ortalık karışabilir Almanya`da... Çünkü, Federal Almanya Cumhuriyeti`nin kurulduğu 1949 yılından bu yana bu ülke hep koalisyon hükümetleri tarafından yönetildi...
Geriye kalıyor dörtlü koalisyon: CDU/CSU, Yeşiller Partisi, BSW ve FDP. FDP`nin parlementoya girip giremeyeceği soru işareti. BSW ile en genç parti ve bayağı sol bir parti... Her ne kadar göçmenler ve mülteciler konusunda çok popülist tavırlar içerisinde olsa da...
***
Sizin anlayacağınız, Almanya`da sadece ekonomik koşullar kötü değil, politik durumlar da karmakarışık...
Bir de bakarsınız ki eski şansölye Gerhard SCHRÖDER`in tavsiyeleri alınabilir... Örneğin, SPD`nin başbakan adayı kimin olacağı konusunda Gerhard SCHRÖDER`in görüşü bayağı belirleyici oldu.
Bir de bakarsınız ki Almanya-Rusya ilişkileri yavaş yavaş ısınmaya başlar... Ve bir de bakarsınız ki Atlantiğin öte yakasında Ukrayna-Rusya Savaşı bitsin sesleri gelebilir. Ne dersiniz, ABD Başkanı Donald TRUMP tüm dünyayı şaşırtabilir mi?
***
Alman halkı bayağı mutsuz bu günlerde... Bir yanda pahalılık, bir yanda enflasyon ve bir yandan da sanayii sektöründeki çalkantılar... Hizmet sektörü de tekliyor...
***
Biz gene de bütün bu durumlara rağmen Almanya`nın dünyanın 3ncü büyük ekonomik gücü olduğunu unutmayalım. Ve tabii ki de Avrupa Birliği`nin motoru olduğunu da...
***
İsterseniz, Almanya deyince aklınıza ilk gelen sektörden başlayalım. Yani araba sanayiinden. Avrupa`nın en büyük araba üreticisi VW (Volks Wagen: Halk Arabası) büyük bir kriz içersinde. VW zaman zaman TOYOTA`nın önüne geçerek dünyanın en büyük araba üreticisi idi...
VW deyip geçmeyelim. Bu holding/kurum içersinde tam 14 marka mevcut: VW, PORSCHE, AUDI, SEAT, SKODA vd.
İşte bu büyük sanayi kuruluşu son aylarda çok derin bir kriz içersinde. Almanya`daki birkaç fabrikasını kapatma kararı aldı. Binlerce emekçi işsiz kalacak... Bu rakamın 2035 yılına kadar yaklaşık 300 000 kişi olacağı yazılıp söyleniyor...
Aynı şekilde FORD da Köln`deki fabrikasında binlerce işçi çıkaracağını açıkladı.
Araba sanayiindeki bu kriz elbette ki bu sektöre parça veren firmaları da etkiliyor. Ve tabii ki binlerce tamir atolyesini de...
***
Diğer önemli sanayii dallarında da sallantılar, krizler var... Örneğin Dünya`nın en büyük kimya devi BASF Ludvvigshafen`daki ana üretim fabrikasını yeniden yapılandırma kararı aldı. Bu dev kuruluş olsun, VW olsun tarihlerindeki en büyük yatırımlarını Çin`de yapmışlardı... Bu da kurtarmadı...
Bir diğer önemli kuruluş BOSCH önümüzdeki dönemde beşbin civarında işçi çıkaracak...
***
Bütün bunların üstüne üçlü koalisyondan Sosyal Demokratlar, Yeşiller ve Liberal Parti (SPD, Die Grünen, FDP) Liberal Parti`nin (FDP) ayrılmasıyla hükümet azınlık hükümeti durumuna düştü. Almanya Şansolyesi Olaf SCHOLZ güven oylamasının ocak 2025`de yapılmasını ve erken seçimin ise mart 2025 tarihinde yapılmasında ısrarlı(ydı). Muhalefet partileri ise güven oylamasına hemen gidilmesini ve erken seçimin öne çekilmesini öneriyor(lardı). Ana muhalefet partisi Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) ve Hristiyan Sosyal Birlik (CSU) partilerinden oluşan Birlik Partileri (Unionsparteien: CDU, CSU) güven oylaması hemen yapılırsa, azınlık hükümetine erken seçime kadar destek verebileceğini dile getiriyor(du)...
***
Daha ben bu yazıyı yazarken yeni haber duyuruldu: Federal Hükümet aralık 2024`de güven oylamasına başvuracak ve şubat 2025`de seçim yapılacak.
***
Yeni seçimler ne getirir ne götürür pek belli değil. Bu günler de Hristiyan Demokratlar`ın seçimde birinci parti çıkacağı öngörülüyor. Anketler bunu gösteriyor. İyi de seçimlerden birinci parti olarak çıkacak Hristiyan Demokratlar kiminle koalisyon kuracak?
Ya SPD ile Büyük Koalisyon kurulacak. Ki, bu SPD`ye çok zarar verir... Ya da Yeşiller ve FDP ile bir üçlü koalisyon kurulacak. Yeşiller Partisi`nin oylarında çok ciddi bir düşüş olacağını öngörebiliriz. FDP`nin ise %5`in altına düşerek parlemento dışında kalma tehlikesi var.
Geriye kalıyor ırkçı parti AfD. Daha birkaç hafta önce bütün partiler, AfD`nin alacağı oy ne olursa olsun bu partiyle ne Eyalet düzeyinde ve ne de Federal düzeyde bu partiyle koalisyon kurmayacaklarını açıkladılar... Ne bu ırkçı partinin ve ne de Hristiyan Birlik Partileri CDU/CSU`nun %50 artı 1 alamayacaklarına göre ortalık karışabilir Almanya`da... Çünkü, Federal Almanya Cumhuriyeti`nin kurulduğu 1949 yılından bu yana bu ülke hep koalisyon hükümetleri tarafından yönetildi...
Geriye kalıyor dörtlü koalisyon: CDU/CSU, Yeşiller Partisi, BSW ve FDP. FDP`nin parlementoya girip giremeyeceği soru işareti. BSW ile en genç parti ve bayağı sol bir parti... Her ne kadar göçmenler ve mülteciler konusunda çok popülist tavırlar içerisinde olsa da...
***
Sizin anlayacağınız, Almanya`da sadece ekonomik koşullar kötü değil, politik durumlar da karmakarışık...
Bir de bakarsınız ki eski şansölye Gerhard SCHRÖDER`in tavsiyeleri alınabilir... Örneğin, SPD`nin başbakan adayı kimin olacağı konusunda Gerhard SCHRÖDER`in görüşü bayağı belirleyici oldu.
Bir de bakarsınız ki Almanya-Rusya ilişkileri yavaş yavaş ısınmaya başlar... Ve bir de bakarsınız ki Atlantiğin öte yakasında Ukrayna-Rusya Savaşı bitsin sesleri gelebilir. Ne dersiniz, ABD Başkanı Donald TRUMP tüm dünyayı şaşırtabilir mi?
***
Alman halkı bayağı mutsuz bu günlerde... Bir yanda pahalılık, bir yanda enflasyon ve bir yandan da sanayii sektöründeki çalkantılar... Hizmet sektörü de tekliyor...
***
Biz gene de bütün bu durumlara rağmen Almanya`nın dünyanın 3ncü büyük ekonomik gücü olduğunu unutmayalım. Ve tabii ki de Avrupa Birliği`nin motoru olduğunu da...