1.CHP, geçtiğimiz yılın 4-5 Kasım'ında 38. Olağan Kurultayı'nı gerçekleştirmişti. Bu kurultay ilk kez (Altan Öymen-Deniz Baykal arasında resmen yarış olsa da delege Baykal'a bağlı partililerden oluştuğu için bu gerçek bir yarış değildi) mevcut CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile CHP Grup Başkanı Özgür Özel arasında ciddi bir yarışa sahne oldu. Seçim ikinci tura kaldı ve ikinci turda Özel açık farkla seçimi kazanarak CHP'nin kurultay delegelerinin oylarıyla CHP'nin yeni genel başkanı oldu. (Kılıçdaroğlu, hiç olmazsa keşke ikinci tur öncesi yarıştan çekilip Özel'in elini kaldırsaydı. Aday olarak da, ikinci tura devam ederek de yanlış üzerine yanlış yaptı. Gerek genel kamuoyuna gerekse parti kamuoyuna kulak vermedi).
2.Peki bu sonuca nasıl gelinmişti. Hatırlayalım... CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu kazanmaya daha elverişli aday adayları varken kendisini Mayıs 2023'teki Cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olarak dayatmış ve yüzde 40-60 muhalefetin lehine olan bir dengede seçimi ikinci turda kaybetmişti. Buna karşı gerek kamuoyunda gerek partide Kılıçdaroğlu’na karşı tepki oluşmuş, hatta partide istifalar başlamıştı.
3.Bu arada, Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunun sabahında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu bir video yayınlayarak "değişim" demişti (Bu videonun arkasındaki gece yaşanan öyküyü kaleme almıştım). İmamoğlu'nun görüşü, "partide değişim olmadan ülkede olamayacağı" doğrultusundaydı.
Böylelikle değişim yolunda İmamoğlu-Özel ittifakı kuruldu ve sonuçta 38. Olağan Kurultay'da değişim gerçekleşti. Aslında İstanbul İl Kongresi'nde Kılıçdaroğlu’nun adayının ve blok listesinin kaybetmesi Kurultay sonucu için bir göstergeydi. Kurultay sürecine seçimdeki başarısızlığa karşın genel başkan adayı olarak giren Kılıçdaroğlu’nun hiç olmazsa İstanbul sonucundan sonra 38. Olağan Kurultay'da aday olmamasını beklerdim ancak o aday olmayı seçti. Kamuoyundaki değişim beklentisi delegasyonu etkiledi ve Kılıçdaroğlu onca çabasına karşın kaybetti.
4.Kılıçdaroğlu, CHP'nin genel başkanı olarak 13,5 yıla yakın görev yaptı. 2011-2015-2018-2023 seçimlerini kaybetti. Sadece 2019 yerel seçimlerinde görece bir başarı kazandı ve üç büyük şehir CHP'ye geçti. Maalesef ardından 2023'te karşısında kendisini isteyen Erdoğan'ın tuzağına düşerek "oyun kurucu" olmak ve tarihe geçmek fırsatını yakalamak yerine fiilen "oyun bozan" oldu.
xxx
5.Bütün bu arka planı neden verdim? Çünkü Kılıçdaroğlu’nun etrafında kümelenen bir kısım milletvekili ve eski belediye başkanı ile partinin zeminlerinin ötesindeki toplantıların parti dışındaki kimi atraksiyonlarla eş zamanlı olunca da yapay bir "olağanüstü kurultay olabilir mi?" iklimine katkıda bulunduğunu gözlemliyorum. Tabii Saray da bu tabloyu okuyor ve sosyal medya trollerini, yandaş medyasını harekete geçirmekten geri durmuyor.
6.Hemen şunu belirteyim; CHP’de olağanüstü kurultay istenmesi parti içi demokratik bir haktır. Tüzükteki koşullar çerçevesinde gerekli imzayı kurultay delegelerinden toplarsınız ve bu şekilde genel merkez de gereğini yapmak zorundadır.
Ne var ki olağanüstü kurultay için partide bir başarısızlık ortaya çıkması önde gelen koşuldur. Oysa 38. Olağan Kurultay'dan sadece beş ay kadar sonra yapılan 31 Mart 2024 yerel seçimlerinden CHP büyük bir zafer kazanarak çıkmış; Büyükşehir Belediye sayısını 14'e çıkarmış, pekçok il ve ilçe belediyesi kazanarak belediye sayısını 400'ün üzerine çıkarmıştır. Aldığı yüzde 37,8 oy ile de 47 yıl sonra ilk kez "Türkiye'nin birinci partisi" olmuştur.
CHP, 31 Mart 2024'teki yerel seçimde cam tavanı kırmayı başarmıştır.
×××
7.Şimdi bu neyin olağanüstü kurultay talebi? Oturup düşünecek ve uzun zaman sonra girdiği ilk seçimden başarıyla çıkan partinizin erken veya zamanında yapılacak genel milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçiminde de başarılı olması için çalışacaksınız. Eleştirileri yapıcı bir zeminde tutacak, iktidara koz vermeyecek, önerilerinizle katkıda bulunacaksınız. İktidarın saldırılarına karşı CHP'nin yönettiği belediyeleri savunacak, program kurultayı öncesinde katkılarınızı sunacaksınız.
8.Şunları işitiyorum zorlama ve yapay, partide karşılığı olmayan olağanüstü kurultay heveslilerinden; seçimde AK Parti seçmeni sandığa gitmedi, ekonomik kriz etkili oldu vb. de o yüzden yerel seçimde malum tablo ortaya çıktı. Oysa yapılan araştırmalar gösteriyor ki, ekonomik göstergeler ne olursa olsun CHP'deki genel başkan ve yönetim değişikliği olmasaydı CHP'nin oyu ne yüzde 37,8 olurdu, ne de CHP'nin 400'ün üzerinde belediyesi olurdu 31 Mart 2024 akşamında. AK Parti'nin çıkışsızlığı ile CHP'nin değişimi bir araya gelince malum tablo oluştu, Türkiye büyük ölçüde kırmızıya boyandı.
9.Halihazırda da CHP neredeyse bütün araştırmalarda birinci parti çıkıyor. CHP'nin oyu yılbaşından sonra adım adım da artacak kanımca. Asgari ücret yıllık artışı ve emekli 6 aylık artışından sonra kış-kıyamette yapılacak ölçümlerde tabloyu göreceğiz. Yeter ki CHP'deki aktörler kafa kafaya versin, bıraksınlar Cumhurbaşkanlığı adaylığı tartışmalarını. Hele olağanüstü kurultay gibi hayalperest düşünceleri. Partideki değişimin derinleşmesi ve seferberlik için canla başla çalışılsın. Yerel yönetimler herşeye karşın işine odaklansın. Örgütler yerel yönetimlerin çalışmalarını seçmene anlatsın. TBMM Grubu seçim bölgelerini ihmal etmesin. Gölge bakanlar alanlarında aktif olsun; sadece sorunlara dikkat çekmekle, eleştiri ile yetinmeyip alternatif politikalar geliştirsin (Bu konuda Milli Eğitimden sorumlu gölge bakan Suat Özçağdaş'ın çalışmalarını takdir etmemek mümkün değil. Örnek bir gölge bakanlık yapıyor doğrusu).
×××
10.Sonuç olarak şunu belirtmeliyim; sadece genel başkanın yoğurt yiyişi üzerinden eleştirilerle olağanüstü kurultay peşine düşmek hayalperestlikten başka birşey değil. Kamuoyunun satın almadığı, parti kadrolarının ilgi göstermediği yapay olağanüstü kurultay talebine bugünün gençlerinin jargonuyla "boş yapma" deniliyor. Şunu da belirteyim; 31 Mart 2024'teki sonuçlardan sonra pekçok kurultay delegesinin de gözü açılmıştır. Açılmaması mümkün mü?
Son söz; CHP’de genel başkanın kim olursa olsun bırakması gereken zaman, iki seçim üst üste kaybettiği andır.
2.Peki bu sonuca nasıl gelinmişti. Hatırlayalım... CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu kazanmaya daha elverişli aday adayları varken kendisini Mayıs 2023'teki Cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olarak dayatmış ve yüzde 40-60 muhalefetin lehine olan bir dengede seçimi ikinci turda kaybetmişti. Buna karşı gerek kamuoyunda gerek partide Kılıçdaroğlu’na karşı tepki oluşmuş, hatta partide istifalar başlamıştı.
3.Bu arada, Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunun sabahında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu bir video yayınlayarak "değişim" demişti (Bu videonun arkasındaki gece yaşanan öyküyü kaleme almıştım). İmamoğlu'nun görüşü, "partide değişim olmadan ülkede olamayacağı" doğrultusundaydı.
Böylelikle değişim yolunda İmamoğlu-Özel ittifakı kuruldu ve sonuçta 38. Olağan Kurultay'da değişim gerçekleşti. Aslında İstanbul İl Kongresi'nde Kılıçdaroğlu’nun adayının ve blok listesinin kaybetmesi Kurultay sonucu için bir göstergeydi. Kurultay sürecine seçimdeki başarısızlığa karşın genel başkan adayı olarak giren Kılıçdaroğlu’nun hiç olmazsa İstanbul sonucundan sonra 38. Olağan Kurultay'da aday olmamasını beklerdim ancak o aday olmayı seçti. Kamuoyundaki değişim beklentisi delegasyonu etkiledi ve Kılıçdaroğlu onca çabasına karşın kaybetti.
4.Kılıçdaroğlu, CHP'nin genel başkanı olarak 13,5 yıla yakın görev yaptı. 2011-2015-2018-2023 seçimlerini kaybetti. Sadece 2019 yerel seçimlerinde görece bir başarı kazandı ve üç büyük şehir CHP'ye geçti. Maalesef ardından 2023'te karşısında kendisini isteyen Erdoğan'ın tuzağına düşerek "oyun kurucu" olmak ve tarihe geçmek fırsatını yakalamak yerine fiilen "oyun bozan" oldu.
xxx
5.Bütün bu arka planı neden verdim? Çünkü Kılıçdaroğlu’nun etrafında kümelenen bir kısım milletvekili ve eski belediye başkanı ile partinin zeminlerinin ötesindeki toplantıların parti dışındaki kimi atraksiyonlarla eş zamanlı olunca da yapay bir "olağanüstü kurultay olabilir mi?" iklimine katkıda bulunduğunu gözlemliyorum. Tabii Saray da bu tabloyu okuyor ve sosyal medya trollerini, yandaş medyasını harekete geçirmekten geri durmuyor.
6.Hemen şunu belirteyim; CHP’de olağanüstü kurultay istenmesi parti içi demokratik bir haktır. Tüzükteki koşullar çerçevesinde gerekli imzayı kurultay delegelerinden toplarsınız ve bu şekilde genel merkez de gereğini yapmak zorundadır.
Ne var ki olağanüstü kurultay için partide bir başarısızlık ortaya çıkması önde gelen koşuldur. Oysa 38. Olağan Kurultay'dan sadece beş ay kadar sonra yapılan 31 Mart 2024 yerel seçimlerinden CHP büyük bir zafer kazanarak çıkmış; Büyükşehir Belediye sayısını 14'e çıkarmış, pekçok il ve ilçe belediyesi kazanarak belediye sayısını 400'ün üzerine çıkarmıştır. Aldığı yüzde 37,8 oy ile de 47 yıl sonra ilk kez "Türkiye'nin birinci partisi" olmuştur.
CHP, 31 Mart 2024'teki yerel seçimde cam tavanı kırmayı başarmıştır.
×××
7.Şimdi bu neyin olağanüstü kurultay talebi? Oturup düşünecek ve uzun zaman sonra girdiği ilk seçimden başarıyla çıkan partinizin erken veya zamanında yapılacak genel milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçiminde de başarılı olması için çalışacaksınız. Eleştirileri yapıcı bir zeminde tutacak, iktidara koz vermeyecek, önerilerinizle katkıda bulunacaksınız. İktidarın saldırılarına karşı CHP'nin yönettiği belediyeleri savunacak, program kurultayı öncesinde katkılarınızı sunacaksınız.
8.Şunları işitiyorum zorlama ve yapay, partide karşılığı olmayan olağanüstü kurultay heveslilerinden; seçimde AK Parti seçmeni sandığa gitmedi, ekonomik kriz etkili oldu vb. de o yüzden yerel seçimde malum tablo ortaya çıktı. Oysa yapılan araştırmalar gösteriyor ki, ekonomik göstergeler ne olursa olsun CHP'deki genel başkan ve yönetim değişikliği olmasaydı CHP'nin oyu ne yüzde 37,8 olurdu, ne de CHP'nin 400'ün üzerinde belediyesi olurdu 31 Mart 2024 akşamında. AK Parti'nin çıkışsızlığı ile CHP'nin değişimi bir araya gelince malum tablo oluştu, Türkiye büyük ölçüde kırmızıya boyandı.
9.Halihazırda da CHP neredeyse bütün araştırmalarda birinci parti çıkıyor. CHP'nin oyu yılbaşından sonra adım adım da artacak kanımca. Asgari ücret yıllık artışı ve emekli 6 aylık artışından sonra kış-kıyamette yapılacak ölçümlerde tabloyu göreceğiz. Yeter ki CHP'deki aktörler kafa kafaya versin, bıraksınlar Cumhurbaşkanlığı adaylığı tartışmalarını. Hele olağanüstü kurultay gibi hayalperest düşünceleri. Partideki değişimin derinleşmesi ve seferberlik için canla başla çalışılsın. Yerel yönetimler herşeye karşın işine odaklansın. Örgütler yerel yönetimlerin çalışmalarını seçmene anlatsın. TBMM Grubu seçim bölgelerini ihmal etmesin. Gölge bakanlar alanlarında aktif olsun; sadece sorunlara dikkat çekmekle, eleştiri ile yetinmeyip alternatif politikalar geliştirsin (Bu konuda Milli Eğitimden sorumlu gölge bakan Suat Özçağdaş'ın çalışmalarını takdir etmemek mümkün değil. Örnek bir gölge bakanlık yapıyor doğrusu).
×××
10.Sonuç olarak şunu belirtmeliyim; sadece genel başkanın yoğurt yiyişi üzerinden eleştirilerle olağanüstü kurultay peşine düşmek hayalperestlikten başka birşey değil. Kamuoyunun satın almadığı, parti kadrolarının ilgi göstermediği yapay olağanüstü kurultay talebine bugünün gençlerinin jargonuyla "boş yapma" deniliyor. Şunu da belirteyim; 31 Mart 2024'teki sonuçlardan sonra pekçok kurultay delegesinin de gözü açılmıştır. Açılmaması mümkün mü?
Son söz; CHP’de genel başkanın kim olursa olsun bırakması gereken zaman, iki seçim üst üste kaybettiği andır.