Azerbaycan’da 1-12 Kasım tarihlerinde gerçekleşen COP29 zirvesi sona erdi ve üzerinden 1 aydan fazla süre geçti. Tüm iklim aktivistlerinin dikkati bu zirveye odaklanmıştı. Özellikle “Kayıp Hasar Fonu” kapsamında alınacak kesin ve etkili kararları beklerken İlham Aliyev’in açılış konuşmasında “Petrol Allah’ın bir lütfudur.” şeklindeki başlangıcı adeta hevesimizi kursağımızda bırakmıştı. COP28 görüşmelerinde de gündem olduğu üzere özellikle Suudilerin petrol lobisinin etkili olacağı öngörülen bir konuydu ve belli ki petrol rezervleri 40 milyar varil, doğal gaz rezervlerinin ise 1.3 trilyon m³’ü bulan Azerbaycan’da bu rezervlerden doğan ekonomik cazibeye yenik düşerek bu zirveye başlamıştı. Görüşmelerin sonucuna lafı uzatmadan ilk paragraftan değinmek istiyorum. Tekrar ve tekrar koskocaman bir hayal kırıklığı. COP zirvelerini takip etmeye başladığımdan beri her zirve öncesinde somut adımlar atılacağı umuduyla sonuç metinlerini hevesle beklerdim. Artık bunun boş bir bekleyiş olduğunu biliyorum. Bunu daha iyi anlayabilmeniz için, aşağı COP26’dan COP29’a kadar, yani 4 ayrı COP zirvesinde sonuç metinlerinde yer alan kararları ekliyorum.
| Alınan Kararlar |