Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan, hayat pahalılığı sorunu çözmek için yoğun gayret gösterdiklerini vurgulayarak, "Kurduğumuz mekanizmalara ilave yeni adımlarla kısa sürede bu konuda da netice almaya başlayacağımıza inanıyorum." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan, Ankara'da bir otelde düzenlenen ''Türkiye Müteahhitler Birliği Yurtdışı Müteahhitlik Hizmetleri Başarı Ödülleri Töreni''nde yaptığı konuşmada ekonomiye ilişkin mesajlar verdi. "HER MÜCADELENİN BİR BEDELİ, BİR YÜKÜ OLUYOR" Erdoğan, bir asırlık cumhuriyetin her döneminin kendi içinde zorluklarla geçtiğini ancak kuruluş dönemi haricinde son on yılda yaşanılan büyük saldırıların tarihte ayrı bir yeri bulunduğunu hatırlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "Hangi görünüm altında gerçekleşirse gerçekleşsin maruz kaldığımız her saldırının, giriştiğimiz her mücadelenin bir boyutu da ekonomi olmuştur. Türkiye'yi faiz, kur, enflasyon cenderesinde tutmak isteyenlerin tuzaklarıyla boğuşarak bugünlere geldik. Sorunlarımızın bir kısmının elbette iktisadi dayanakları vardır. Ama emin olun ekonomide yaşadığımız sıkıntıların çok önemli bir kısmı iktisadi değil, siyasi saikle hayata geçirilen oyunların ürünüydü. Yurt dışında iş yapan firmaların temsilcileri olarak bu tabloyu sizlerin çok daha iyi görebildiğine inanıyorum. Kendi ülkelerinde asla uygulatmayacakları yöntemleri bize karşı hoyratça kullanan yapıların operasyonlarını masum ve makul kabul etmek kesinlikle mümkün değildir. Hamdolsun tıpkı siyasi mücadelelerde kendi gücümüzle elde ettiğimiz kazanımlar gibi ekonomide de kendi gerçeklerimize uygun tedbirler geliştirerek yolumuza devam ediyoruz. Elbette her mücadelenin bir bedeli, bir yükü oluyor. Bugün ekonomide yaşadığımız sıkıntıların gerisinde işte böyle bir arka plan vardır." Seçim öncesi ekonomi üzerinden ülke siyasetini dizayn etme girişimlerine bir kez daha şahit olduklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Milyarlarca doların kullanıldığı, yalanların, yanlışların, spekülasyonların kol gezdiği bu dönemi geride bıraktık. Şimdi hem Türkiye gemisini bir kez daha biraz önce ifade ettiğim hedeflerine sabitledik hem de ekonomiye toparlayacak tedbirleri ve mekanizmaları devreye aldık." diye konuştu.
''MAKROEKONOMİYİ GÜÇLENDİRECEK PROGRAMLARI HAYATA GEÇİRİYORUZ'' Erdoğan, 2019 yılında böyle bir tören vesilesiyle sistemin en büyük garantisinin millet olduğu yönünde açıklama yaptığını hatırlatarak, sözlerine şöyle devam etti: "Milletimiz, yaptığı tercihle sadece ülkesinin ve kendisinin geleceğine sahip çıkmakla kalmamıştır. Bu sonuç, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti'nin dünü ve bugününün olduğu gibi yarının da teminatının milletimizin bizatihi kendisi olduğunu cümle aleme ispatlamıştır. Biz de milletimize layık olabilmek için gece gündüz çalışıyoruz. Henüz 2,5 aylık kabinemizle diğer alanlar gibi ekonomide de aldığımız somut sonuçlarla milletimizin ve siz iş dünyasının karşısına çıkmayı başardık. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat yoluyla ülkemizi büyütme hedefimize en küçük bir halel getirmeden makroekonomiyi güçlendirecek programları hayata geçiriyoruz. Tahkim ettiğimiz güven iklimi sayesinde uluslararası finans kuruluşları 10 milyonlarca dolarlık kaynağı ülkemize akıtmaya başladı. Firmalarımızın ve vatandaşlarımızın da bir süredir kasada veya yastık altında tuttukları kaynakları harekete geçirdikleri görülüyor. İnşallah, çok yakında kamu borçlanmasından kredilere kadar her alanda bunun müspet etkilerini göreceğiz." Hayat pahalılığı sorunu çözmek için de yoğun gayret gösterdiklerinin altını çizen Erdoğan, "Kurduğumuz mekanizmalara ilave yeni adımlarla kısa sürede bu konuda da netice almaya başlayacağımıza inanıyorum." dedi. Erdoğan, milletçe birliğe, beraberliğe, kardeşliğe sıkı sıkıya sahip çıkıldığında, üstesinden gelinemeyecek hiçbir mesele, aşılamayacak hiçbir engel tanımadığına işaret etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "Nasıl darbeden depreme nice badireyi atlatarak hedeflerimize doğru ilerliyorsak bugünkü sıkıntıları da inşallah kısa sürede yeneceğiz. İş dünyamızdan ricam, istikametlerini ve hedeflerini geleceğe çevirmeleridir. Önümüzde bizi bekleyen çok büyük fırsatlar, çok büyük imkanlar mevcuttur. Yakın coğrafyamızda sizlerin tecrübesine ihtiyacı olan pek çok ülke var. Bunları değerlendirmek sizlerin dirayetine, cesaretine ve azmine bağlıdır. Neredeyse yarım asra yaklaşan siyasi tecrübeme, iş hayatımdaki deneyimlerime, belediye başkanlığı, başbakanlık ve cumhurbaşkanlığındaki yönetim birikimlerime dayanarak söylüyorum. İş insanlarımızın her birinde bu dirayetin, cesaretin ve azmin var olduğuna inanıyorum. Yoksa Türkiye, dünyanın en büyük 250 müteahhitlik firması listesine 42 firmayla giremezdi, dünyanın dört bir yanında faaliyet gösteren iş insanlarıyla bayrağını dalgalandıramazdı."