Sevgili okurlar bu konu ile ilgili yazdığım bir yazı bir kaç yıl önce Cumhuriyette ve bu gazetede yayımlandı,
Yazının bu son hali güncelenmekle birlikte, kuramsal bilgileri de yeni gelişmelerle zenginleştirilmek amacıyla hazırlanmıştır. Büyük veriler, hızlı internet, sosyal medya ve yapay zekâ gibi olgular bir taraftan yöneticilere yeni olanaklar ve sanayide müşteriyi veya hedef kitleyi daha yakından tanımak için bilgiler vermeyi hedeflese de işin bir de karşıt yönü var. O da bu bilgilerin toplumsal manipülasyonlara ve kötü amaçlara alet edilmesi riskidir. Kontrol hastası paranoid yaptıklarından korkan yasaları kendi ve çıkar ortakları için çiğneyen diktatör ve dikta heveslilerinin eline yeni bir korkutucu silah olarak dijital teknoloji ortaya çıkmıştır.'
Bugün birçok şirketin elinde eski totaliter devletlerin ellerindeki bilgilerden daha çok bilginin var olduğu bir gerçektir. Dijitalleşme, giderek siber uzayda milyarlarca sayfalık bilgilerin depolanmasına olanak sağlarken bir yandan da yeni gelişmelere katkıda bulunuyor. Şimdi artık gerçek dünyanın dışında bir de sanal dünya var. Artık gerçek toplumlarla bağlantılı bir de dijital topluluklar ortaya çıktı. Bu ise ortaya yeni bir tehlikeyi de getirdi: Dijital diktatörlük ve dijital faşizm.
Dijitalleşmeyle birlikte faşizm yepyeni araçlara sahip oldu. Dijital ortamın getirdiği yeni faşizm araçları şöyledir:
1- Kitlesel gözetleme,
2- İnsanlarla ahlakdışı deneyimler,
3- Toplum mühendisliği,
4- Uyum zorunluluğu, mahalle baskısı,
5- Propaganda ve sansürcülük,
6- Babacan diktatörlük,
7-Tahmine dayalı polis yöntemleri,
8- İnsanları değişik değerlere göre sınıflandırma,
9- Duruma ve yoruma göre insan hakları kavramı,
10- Bunalım zamanlarında ve değişken dünyada ötanazyanın bile mümkün hale gelmesi olasılığı.
Dikkat edilirse yukarıdaki 10 madde aslında faşizmin geçmişte arayıp da bulamadığı istekleri ve araçları içeriyor. Ayrıca çıkarılan yasa veya yayımlanan genelgeler ile de yeni suç tanımları yapılıyor. Sosyal medyanın özgür ortamı kontrol ediliyor ve korkutma, yıldırma amaçlanıyor. Diktatörlerin yaptığı yanlışlıklar, yalanlar, beceriksizlikler, ihanetler, suikastlar, cinayetler, yasadışı uygulamalar halktan gizleniyor. İnsanlar tam bir sansür korkusu ve terörü içinde kalıyor.
Bilgi ve bilişimin kendi kendini yönetmesi, yapay zeka ve kişisel bilgiler veri bankaları yoluyla dünya artık küresel bir faşizme açıktır. Bizler, yani demokrasiyi korumak isteyenler, ne kadar beklersek, gecikirsek, ikircikli davranırsak faşizmin güçlenmesi o kadar kolay olur. Her gün yeni algoritmalar yoluyla kişisel bilgiler toplanmaya devam ediyor. Bazı kamu kurumlarınca toplanan bilgiler veya sosyal medya bilgileri piyasada satılıyor. Böylece bizim davranışlarımız kontrol altına alınıyor.
Teknoloji geliştikçe faşist devletlerin ve faşist diktatörlerin elindeki kontrol silahlarına yenileri ekleniyor. Rusya, Türkiye, Macaristan ve bazı Güney Amerika ülkeleri tek adam rejimlerince yönetildikleri için bu silahları daha etkin kullanabiliyorlar. Fakat bazı siyasilerin yakınlığı ile defalarca suça bulaşmış birisini salıverip pırıl pırıl bir güvenlik götevlisi kızımızı katletmiştir. Türkiye acizler ve cahillerin devlet kadrolarını işgal ettiği bir ülke olarak henüz gelişimiş dijital manipülasyonlar düzeyine tam ulaşmamıştır. Ama artık daha dikkatli olma, virüs kırıcı programlar ile VPN uygulamalarına geçme zorunlu hale gelmiştir.
Hele cinayete kurban giden 8 yaşındaki kızımız Narin olayında iktidarın gösterdiği acizlik, kafa karıştıran her gün ortaya atılan yeni biribirini yalanlayan, tamamlayan, zihinsel olarak insanı yoran değişik bilgiler gelecekte daha kötü kullanılacak dijital beyln karıştırma yöntemlerini de bir ön habercisidir. Bilmem kaç haftadır pehlivan tefrikası gibi kamu oyunu oyalayan bu cinayet trajik olmasının yanı sıra dikta ve kontrol delisi siyasilere de ortalığı karıştırıp at izini it izine çevirmelerinde yardımcı edecek bir araç da hediye etmiştir. Sözde yayın yasağı getirip onu delenlere söz etmeyen bu zihniyet herkesin isim adres telefon numarası, banka ve kredi kartlarını sosyal medya hesaplarını ele geçiren bir dikta heveslisinin bu dijital bilgileri nasıl manipule edeceği halkı korkutacağı, terör estireceği ve muhalifleri nasıl düzmece suçlarla içeri atabileceğini de düşünmeliyiz.
Yazının bu son hali güncelenmekle birlikte, kuramsal bilgileri de yeni gelişmelerle zenginleştirilmek amacıyla hazırlanmıştır. Büyük veriler, hızlı internet, sosyal medya ve yapay zekâ gibi olgular bir taraftan yöneticilere yeni olanaklar ve sanayide müşteriyi veya hedef kitleyi daha yakından tanımak için bilgiler vermeyi hedeflese de işin bir de karşıt yönü var. O da bu bilgilerin toplumsal manipülasyonlara ve kötü amaçlara alet edilmesi riskidir. Kontrol hastası paranoid yaptıklarından korkan yasaları kendi ve çıkar ortakları için çiğneyen diktatör ve dikta heveslilerinin eline yeni bir korkutucu silah olarak dijital teknoloji ortaya çıkmıştır.'
Bugün birçok şirketin elinde eski totaliter devletlerin ellerindeki bilgilerden daha çok bilginin var olduğu bir gerçektir. Dijitalleşme, giderek siber uzayda milyarlarca sayfalık bilgilerin depolanmasına olanak sağlarken bir yandan da yeni gelişmelere katkıda bulunuyor. Şimdi artık gerçek dünyanın dışında bir de sanal dünya var. Artık gerçek toplumlarla bağlantılı bir de dijital topluluklar ortaya çıktı. Bu ise ortaya yeni bir tehlikeyi de getirdi: Dijital diktatörlük ve dijital faşizm.
KORKUTMA VE YILDIRMA
Dijitalleşmeyle birlikte faşizm yepyeni araçlara sahip oldu. Dijital ortamın getirdiği yeni faşizm araçları şöyledir:
1- Kitlesel gözetleme,
2- İnsanlarla ahlakdışı deneyimler,
3- Toplum mühendisliği,
4- Uyum zorunluluğu, mahalle baskısı,
5- Propaganda ve sansürcülük,
6- Babacan diktatörlük,
7-Tahmine dayalı polis yöntemleri,
8- İnsanları değişik değerlere göre sınıflandırma,
9- Duruma ve yoruma göre insan hakları kavramı,
10- Bunalım zamanlarında ve değişken dünyada ötanazyanın bile mümkün hale gelmesi olasılığı.
Dikkat edilirse yukarıdaki 10 madde aslında faşizmin geçmişte arayıp da bulamadığı istekleri ve araçları içeriyor. Ayrıca çıkarılan yasa veya yayımlanan genelgeler ile de yeni suç tanımları yapılıyor. Sosyal medyanın özgür ortamı kontrol ediliyor ve korkutma, yıldırma amaçlanıyor. Diktatörlerin yaptığı yanlışlıklar, yalanlar, beceriksizlikler, ihanetler, suikastlar, cinayetler, yasadışı uygulamalar halktan gizleniyor. İnsanlar tam bir sansür korkusu ve terörü içinde kalıyor.
KONTROL SİLAHI!
Bilgi ve bilişimin kendi kendini yönetmesi, yapay zeka ve kişisel bilgiler veri bankaları yoluyla dünya artık küresel bir faşizme açıktır. Bizler, yani demokrasiyi korumak isteyenler, ne kadar beklersek, gecikirsek, ikircikli davranırsak faşizmin güçlenmesi o kadar kolay olur. Her gün yeni algoritmalar yoluyla kişisel bilgiler toplanmaya devam ediyor. Bazı kamu kurumlarınca toplanan bilgiler veya sosyal medya bilgileri piyasada satılıyor. Böylece bizim davranışlarımız kontrol altına alınıyor.
Teknoloji geliştikçe faşist devletlerin ve faşist diktatörlerin elindeki kontrol silahlarına yenileri ekleniyor. Rusya, Türkiye, Macaristan ve bazı Güney Amerika ülkeleri tek adam rejimlerince yönetildikleri için bu silahları daha etkin kullanabiliyorlar. Fakat bazı siyasilerin yakınlığı ile defalarca suça bulaşmış birisini salıverip pırıl pırıl bir güvenlik götevlisi kızımızı katletmiştir. Türkiye acizler ve cahillerin devlet kadrolarını işgal ettiği bir ülke olarak henüz gelişimiş dijital manipülasyonlar düzeyine tam ulaşmamıştır. Ama artık daha dikkatli olma, virüs kırıcı programlar ile VPN uygulamalarına geçme zorunlu hale gelmiştir.
Hele cinayete kurban giden 8 yaşındaki kızımız Narin olayında iktidarın gösterdiği acizlik, kafa karıştıran her gün ortaya atılan yeni biribirini yalanlayan, tamamlayan, zihinsel olarak insanı yoran değişik bilgiler gelecekte daha kötü kullanılacak dijital beyln karıştırma yöntemlerini de bir ön habercisidir. Bilmem kaç haftadır pehlivan tefrikası gibi kamu oyunu oyalayan bu cinayet trajik olmasının yanı sıra dikta ve kontrol delisi siyasilere de ortalığı karıştırıp at izini it izine çevirmelerinde yardımcı edecek bir araç da hediye etmiştir. Sözde yayın yasağı getirip onu delenlere söz etmeyen bu zihniyet herkesin isim adres telefon numarası, banka ve kredi kartlarını sosyal medya hesaplarını ele geçiren bir dikta heveslisinin bu dijital bilgileri nasıl manipule edeceği halkı korkutacağı, terör estireceği ve muhalifleri nasıl düzmece suçlarla içeri atabileceğini de düşünmeliyiz.