Bu yazımda devleti yönetmeye talip MHP’nin beyni yaşlanmış liderinin sözlerini kaale bile almayacağım. Devlet hazretleri son grup konuşmasında mealen şunları söyledi: “Benim Kürt açılımıma takoz koyan gazeteciler ve gazete patronlarının burunlarından fitil fitil getirir, onlara tenhalarda tuzak kurdururum.” Tam mafya babası dili. Herhalde Alaaddin Çakıcı gibilerle düşe kalka onların söylemlerini benimsemiş. Devlet Bey, siz “tenhalarda” şarkılarıyla gönül eğlendirin. Memleketin meselesi başka. AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan da parti grup konuşmasında, Devlet beyin Kürt açılımına destek vererek, “Kendisi bütün siyasi kariyerini ortaya koydu,” dedi.
Perde arkasında oynanan gölge oyunlarını bir yana bırakalım. Önem vermeye değmez. Esas konumuz şu: Bizim AKP Hükumeti, siyasal İslam, hele de İslamcı terorist örgütler sevdasından bir türlü vaz geçmiyor. Dış dünyada olup bitenleri, bugünkü uluslararası konjonktürü okumasını bilenler siyasal İslam’ın soluğunun kesilmekte olduğunu görürler. Heyhat, Ankara hariç.
The Times of Israel gazetesinde geçenlerde öyle bir haber çıktı ki beni korkudan ürpertti. Haberin başlığı şöyle:
“ABD, Katar’ı terk eden Hamas Liderlerini Ülkede Barındırmaması İçin Türkiye’yi Uyardı.”
Haberin devamı şöyle:
“ABD, müttefikleri ve ortaklarının terorist bir örgütün liderlerini barındırmamaları gerektiğini vurgulayarak Türkiye’yi uyardı.
“Bir Arap diplomatın The Times of Israel’e verdiği bilgiye göre, bir süredir konuşlandıkları Katar’ı terk eden Hamas liderleri Türkiye’ye gittiler. Hamas liderlerinin başkent Doha’yı terk etmelerinin nedeni Katar Hükümeti’nin Gazze sorununa çözüm bulunması için arabuluculuk rolünden vaz geçmesi.
“İsminin açıklanmasını istemeyen bu Arap diplomata göre Hamas liderleri Doha’da zorunlu toplantıları olmadıkça zaten uzun zamandır Türkiye’de ikamet etmekteydiler.
“Washington’daki basın toplantısında Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller’e bu konu sorulduğunda cevabı şöyle oldu:
“’Bu konuyu ne yalanlar ne de doğrularım. Ama Türkiye’yi Hamas’la bağını kesmesi gerektiğini açıkça uyaracağız. Hamas hakkında ABD’de teror suçlamasıyla soruşturma devam ediyor. Hamas liderlerinin ABD’e iade edilmeleri gerektiğine inanıyoruz.
“Türkiye’den bir diplomatik kaynak bu suçlamaları yalanladı. Sadece, Hamas liderlerinin zaman zaman Türkiye’yi ziyaret ettiklerini söyledi.”
Öte yandan Suudi Arabistan, tarihinde görülmemiş bir olaya imza attı. Geçtiğimiz hafta başkent Riyad’da Lübnanlı moda tasarımcısı Elie Saab’ın “Binbir Mevsim” adını verdiği defilede Amerikalı oyuncu ve şarkıcı Jennifer Lopez’in yarı çıplak dansı Müslüman dünyayı ayağa kaldırdı. Kadınların, yanlarında kocaları ya da erkek aile bireyleri olmadan sokağa çıkmalarının bile yasak olduğu Suudi Arabistan’da neler oluyordu? Üstelik Jennifer Lopez bu dans gösterisini, defilenin poduyumu üstüne kurulan Kabe benzeri bir maketin çevresinde, Kabe’yi tavaf edercesine dans edişi bütün öfkeleri kabartmış, ama bizim siyasal İslamcı şeriatsever hükümetimizden tık çıkmamıştı. Suudiler’den beklenen paraların musluğu kapanır endişesiyle ağızlar sımsıkı kapalı tabii.
Bütün bunlar olurken aklıma gene deli sorular geliyor. Bir yandan Hamas denen şeriatçı terör örgütü liderlerine kucak aç, öte yanda kutsal Kabe maketi çevresinde yarı çıplak dans gösterisine sessiz kal, bir yandan da Filistin halkına soykırım uygulayan İsrail’le “cankuş kardeş” misali ticareti devam ettir, ama öte yandan “İsrail bize saldıracak, Türkiye’yi işgal edecek,” sözleriyle kamuoyunda korku salmaya çalış. Ne iştir bu?
Yandaş medya ise Ukrayna’nın uzun menzilli ABD füzelerini Rusya topraklarına fırlattığı haberlerini Üçüncü Dünya Savaşı çıkıyor, başlıklarıyla duyuruyor. Madem Üçüncü Dünya Savaşı çıkıyor, neden savaşa karşı önlemler almıyor, savaş kabinesi kurmuyor ya da bir savaş halinde verilmesi gerekecek kararları kapsayacak kanunlar çıkartmıyorsunuz?
Necip iktidarımız Kürt açılımını, “Öcalan TBMM’ye gelsin konuşsun” çağırısını, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’ndan buharlaşan 128 milyar doların akıbetini, “Yenidoğan çetesi”nde hastane sahipleri ve başhekimlerin sorumluluğunu, Narin cinayetini, bütün yolsuzluk ve uğursuzlukları unutturmak için suni gündemlerle kamuoyunu oyalayıp duruyor. Nereye kadar?
Yolun sonuna gelen ya da köşeye sıkışan hükümetlerin yaptığının aynısını bu totaliter eğilimli AKP iktidarı ve ortağı MHP yapıyor. Çok merak ediyorum, acaba son ya da final ne zaman?
Buradan küçük bir uyarı yapayım. Alaattin Çakıcı’yı Rize’ye gönderip Hrant Dink’in katili Ogün Samast’la buluşturmak bile sizin için çözüm olmaz. Acaba Şenkal Atasagun’un aklında yeni nasıl projeler var? Şenkal bey Hrant Dink’i hatırlıyor musunuz? Hani Ermeni açılımı projesi?
Perde arkasında oynanan gölge oyunlarını bir yana bırakalım. Önem vermeye değmez. Esas konumuz şu: Bizim AKP Hükumeti, siyasal İslam, hele de İslamcı terorist örgütler sevdasından bir türlü vaz geçmiyor. Dış dünyada olup bitenleri, bugünkü uluslararası konjonktürü okumasını bilenler siyasal İslam’ın soluğunun kesilmekte olduğunu görürler. Heyhat, Ankara hariç.
The Times of Israel gazetesinde geçenlerde öyle bir haber çıktı ki beni korkudan ürpertti. Haberin başlığı şöyle:
“ABD, Katar’ı terk eden Hamas Liderlerini Ülkede Barındırmaması İçin Türkiye’yi Uyardı.”
Haberin devamı şöyle:
“ABD, müttefikleri ve ortaklarının terorist bir örgütün liderlerini barındırmamaları gerektiğini vurgulayarak Türkiye’yi uyardı.
“Bir Arap diplomatın The Times of Israel’e verdiği bilgiye göre, bir süredir konuşlandıkları Katar’ı terk eden Hamas liderleri Türkiye’ye gittiler. Hamas liderlerinin başkent Doha’yı terk etmelerinin nedeni Katar Hükümeti’nin Gazze sorununa çözüm bulunması için arabuluculuk rolünden vaz geçmesi.
“İsminin açıklanmasını istemeyen bu Arap diplomata göre Hamas liderleri Doha’da zorunlu toplantıları olmadıkça zaten uzun zamandır Türkiye’de ikamet etmekteydiler.
“Washington’daki basın toplantısında Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller’e bu konu sorulduğunda cevabı şöyle oldu:
“’Bu konuyu ne yalanlar ne de doğrularım. Ama Türkiye’yi Hamas’la bağını kesmesi gerektiğini açıkça uyaracağız. Hamas hakkında ABD’de teror suçlamasıyla soruşturma devam ediyor. Hamas liderlerinin ABD’e iade edilmeleri gerektiğine inanıyoruz.
“Türkiye’den bir diplomatik kaynak bu suçlamaları yalanladı. Sadece, Hamas liderlerinin zaman zaman Türkiye’yi ziyaret ettiklerini söyledi.”
Öte yandan Suudi Arabistan, tarihinde görülmemiş bir olaya imza attı. Geçtiğimiz hafta başkent Riyad’da Lübnanlı moda tasarımcısı Elie Saab’ın “Binbir Mevsim” adını verdiği defilede Amerikalı oyuncu ve şarkıcı Jennifer Lopez’in yarı çıplak dansı Müslüman dünyayı ayağa kaldırdı. Kadınların, yanlarında kocaları ya da erkek aile bireyleri olmadan sokağa çıkmalarının bile yasak olduğu Suudi Arabistan’da neler oluyordu? Üstelik Jennifer Lopez bu dans gösterisini, defilenin poduyumu üstüne kurulan Kabe benzeri bir maketin çevresinde, Kabe’yi tavaf edercesine dans edişi bütün öfkeleri kabartmış, ama bizim siyasal İslamcı şeriatsever hükümetimizden tık çıkmamıştı. Suudiler’den beklenen paraların musluğu kapanır endişesiyle ağızlar sımsıkı kapalı tabii.
Bütün bunlar olurken aklıma gene deli sorular geliyor. Bir yandan Hamas denen şeriatçı terör örgütü liderlerine kucak aç, öte yanda kutsal Kabe maketi çevresinde yarı çıplak dans gösterisine sessiz kal, bir yandan da Filistin halkına soykırım uygulayan İsrail’le “cankuş kardeş” misali ticareti devam ettir, ama öte yandan “İsrail bize saldıracak, Türkiye’yi işgal edecek,” sözleriyle kamuoyunda korku salmaya çalış. Ne iştir bu?
Yandaş medya ise Ukrayna’nın uzun menzilli ABD füzelerini Rusya topraklarına fırlattığı haberlerini Üçüncü Dünya Savaşı çıkıyor, başlıklarıyla duyuruyor. Madem Üçüncü Dünya Savaşı çıkıyor, neden savaşa karşı önlemler almıyor, savaş kabinesi kurmuyor ya da bir savaş halinde verilmesi gerekecek kararları kapsayacak kanunlar çıkartmıyorsunuz?
Necip iktidarımız Kürt açılımını, “Öcalan TBMM’ye gelsin konuşsun” çağırısını, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’ndan buharlaşan 128 milyar doların akıbetini, “Yenidoğan çetesi”nde hastane sahipleri ve başhekimlerin sorumluluğunu, Narin cinayetini, bütün yolsuzluk ve uğursuzlukları unutturmak için suni gündemlerle kamuoyunu oyalayıp duruyor. Nereye kadar?
Yolun sonuna gelen ya da köşeye sıkışan hükümetlerin yaptığının aynısını bu totaliter eğilimli AKP iktidarı ve ortağı MHP yapıyor. Çok merak ediyorum, acaba son ya da final ne zaman?
Buradan küçük bir uyarı yapayım. Alaattin Çakıcı’yı Rize’ye gönderip Hrant Dink’in katili Ogün Samast’la buluşturmak bile sizin için çözüm olmaz. Acaba Şenkal Atasagun’un aklında yeni nasıl projeler var? Şenkal bey Hrant Dink’i hatırlıyor musunuz? Hani Ermeni açılımı projesi?