Dünyanın bir köşesinde birçok insan iklim krizinin çözümü için toplandı. Güya…
Azerbaycan’da başlayan ve hala devam eden COP29 toplantısından söz ediyorum. İklim uzmanları İklim Krizinin yarattığı sorunlardan kurtulmanın, iklim krizinin daha da derinleşmemesinin başlıca yolunun fosil yakıtlardan vazgeçmek olduğunda ısrarcılar. Uzmanlar, bu ısrarlarından hiç vazgeçmezlerken, toplantının yapıldığı ülkenin Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in Petrol ve gaz “tanrının bir armağanıdır” sözleri adeta tüm dünya ile dalga geçer gibiydi. Toplantıyı yerinde izleyen İklim Uzmanı Prof.Dr. Levent Kurnaz’ın “Ülkeler bir şey yapma derdinde değiller. Çözüm yok çözüme varma isteği de yok” yorumu da bu krizin yeterince ciddiye alınmadığının bir göstergesi.
Toplantının açış konuşmasında bazı aktivistlerin COP29’un Azerbaycan’da düzenlenmesini eleştirmesine değinen Aliyev, bir de ülkesinin fosil yakıtlarını savundu. Ev sahibi Cumhurbaşkanının, “Petrol ve gaz tanrının bir armağanıdır, ülkeler bu kaynaklara sahip oldukları için suçlanamazlar, pazarın bunlara ihtiyacı var” sözlerinin şoku daha atlatılamamıştı ki Hollanda’dan yine fosil yakıtlarla ilgili bu konuyla ilgilenenleri “şok edici” bir haber geldi. Shell tarihi bir iklim davasını kazandı.
Üç yıl önce tarihe geçen bir mahkeme kararı, Shell’in 2030 yılına kadar karbon emisyonlarını yüzde 45 oranında azaltmasını emretmişti. Ancak petrol devi, tek bir firmanın keyfi kirlilik azaltma gereklilikleriyle karşı karşıya kalmaması gerektiğini savunarak temyize başvurmuştu.
Hollanda'daki Lahey Temyiz Mahkemesi, COP29 başladıktan bir gün sonra, Avrupa'nın en büyük enerji şirketi olan Shell için azaltım kararını bozdu.
Mahkeme, şirketin vatandaşlara karşı emisyonları sınırlama yükümlülüğü olduğunu kabul etmesine rağmen, Shell'in emisyonlarını %45 veya başka bir oranda azaltmak için bir "sosyal özen standardına" sahip olduğunu kanıtlanamayacağını söyledi. Mahkeme, Shell'in petrol ve doğal gaz üretiminden kaynaklanan emisyonları azaltmak için bir plan üzerinde çalıştığını, ayrıca Shell'in müşterilere yakıt satmayı bırakması durumunda, talebi karşılamak için diğer şirketlerin devreye girebileceğini böylece, "Genel olarak, CO2 emisyonlarında hiçbir azalma sağlanamayacak," diye ekledi.
Lahey'deki bir bölge mahkemesi tarafından 2021'de verilen orijinal karar, aslında çığır açıcı olarak görülmüştü ve küresel olarak benzer itirazları teşvik etmesi muhtemeldi. Ancak temyiz mahkemesinin bu kararı şimdi enerji şirketlerine karşı açılan diğer davalarda emsal olabilir. Bu hafta İskoçya'da başlaması beklenen bir duruşmada Greenpeace, İngiliz sularında Rosebank ve Jackdaw adlı iki büyük petrol sahasının geliştirilmesini engellemeye çalışıyor. Jackdaw projesi de Shell tarafından yönetiliyor.
Bu arada Shell lehine verilen karar, davayı açan Friends of the Earth gibi çevre aktivistleri için bir darbe oldu Çevre grubu artık Shell'e karşı açtığı davayı Yüksek Mahkeme'ye taşıyabilir; ancak nihai kararın alınması yıllar alabilir.
Shell ise, Shell yerine hükümetlere baskı yapılması ve hükümetlerin yeşil bir dönüşüm sağlamaları gerektiğini söyledi. Shell ayrıca 2050'ye kadar "net sıfır" emisyonlu bir şirket olmayı hedefliyor.
“Petrol devi Shell çığır açıcı bir dava kazandı” başlığı ile haberi duyuran CO2 Koalisyonu ise verdikleri mücadelenin sonucunu aldıklarını, kararın gayet haklı olduklarını açıkladılar.
CO2 Koalisyonu bu yılın başlarında bu davada bir uzman görüşü hazırlayıp sunmuş ve Shell'in CO2 emisyonlarının neden olduğu büyük zarar iddialarının reddedilmesini önermişti .
Ünlü fizikçiler Dr. Richard Lindzen, Steve Koonin ve William Happer dosyada şu ifadelere yer verdiler;
· Yaygın olarak bildirilenin aksine, CO2 Dünyadaki yaşam için olmazsa olmazdır. CO2 olmadan bitkisel besin ve dolayısıyla insan veya hayvan yaşamı olmazdı.
· "Net sıfırlama" CO2, dünya çapındaki tüm insanlar, özellikle de yoksullar için mevcut gıda miktarını azaltacaktır. Fosil yakıtlar olmadan, azotlu gübre olmayacak ve dolayısıyla kitlesel açlık ve düşük maliyetli enerji olmayacak.
· “Net sıfırlama” İklim Davası’nın ilgilendiği insan haklarını baltalayacak ve BM’nin ilk üç sürdürülebilir kalkınma hedefinin gerçekleştirilmesini engelleyecektir: yoksulluğun ortadan kaldırılması, açlığın ortadan kaldırılması ve evrensel sağlık ve refahın sağlanması.
· Bilim, fosil yakıtların ve CO2'nin " tehlikeli" iklim değişikliğine ve aşırı hava olaylarına neden olmayacağını gösteriyor.
Herkes neyin derdinde inanın kestirmek zor ama biz yine bilime inanıyor ve bilime danışıyoruz.
Ve son cümleleri Prof.Dr. Levent Kurnaza bırakıyorum.
“Veriler politikacıların fikrini hiç değiştirmedi. Nasrettin hocanın fıkrası var ya testi kırılmadan çocuğu dövmesi. Ona benziyor. Biz hep uyarıyoruz ama testi kırılırsa bunlar ancak fark edecekler, başımızdaki belanın büyüklüğünü, o zaman da çok geç olur. Ülkeler bir şey yapma derdinde değiller. Çözüm yok çözüme varma isteği de yok. İklim değişikliği devletlerarasında hiç konuşulmuyor. Burada tek konuşulan şey para. Uçurumdan düştük ama biz hala farkında değiliz.”
Notrof.Dr. Levent Kurnaz ile yaptığım röportajı İklimden Bi Haber podcast yayınında dinleyebilirsiniz
Azerbaycan’da başlayan ve hala devam eden COP29 toplantısından söz ediyorum. İklim uzmanları İklim Krizinin yarattığı sorunlardan kurtulmanın, iklim krizinin daha da derinleşmemesinin başlıca yolunun fosil yakıtlardan vazgeçmek olduğunda ısrarcılar. Uzmanlar, bu ısrarlarından hiç vazgeçmezlerken, toplantının yapıldığı ülkenin Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in Petrol ve gaz “tanrının bir armağanıdır” sözleri adeta tüm dünya ile dalga geçer gibiydi. Toplantıyı yerinde izleyen İklim Uzmanı Prof.Dr. Levent Kurnaz’ın “Ülkeler bir şey yapma derdinde değiller. Çözüm yok çözüme varma isteği de yok” yorumu da bu krizin yeterince ciddiye alınmadığının bir göstergesi.
Toplantının açış konuşmasında bazı aktivistlerin COP29’un Azerbaycan’da düzenlenmesini eleştirmesine değinen Aliyev, bir de ülkesinin fosil yakıtlarını savundu. Ev sahibi Cumhurbaşkanının, “Petrol ve gaz tanrının bir armağanıdır, ülkeler bu kaynaklara sahip oldukları için suçlanamazlar, pazarın bunlara ihtiyacı var” sözlerinin şoku daha atlatılamamıştı ki Hollanda’dan yine fosil yakıtlarla ilgili bu konuyla ilgilenenleri “şok edici” bir haber geldi. Shell tarihi bir iklim davasını kazandı.
Üç yıl önce tarihe geçen bir mahkeme kararı, Shell’in 2030 yılına kadar karbon emisyonlarını yüzde 45 oranında azaltmasını emretmişti. Ancak petrol devi, tek bir firmanın keyfi kirlilik azaltma gereklilikleriyle karşı karşıya kalmaması gerektiğini savunarak temyize başvurmuştu.
Hollanda'daki Lahey Temyiz Mahkemesi, COP29 başladıktan bir gün sonra, Avrupa'nın en büyük enerji şirketi olan Shell için azaltım kararını bozdu.
Mahkeme, şirketin vatandaşlara karşı emisyonları sınırlama yükümlülüğü olduğunu kabul etmesine rağmen, Shell'in emisyonlarını %45 veya başka bir oranda azaltmak için bir "sosyal özen standardına" sahip olduğunu kanıtlanamayacağını söyledi. Mahkeme, Shell'in petrol ve doğal gaz üretiminden kaynaklanan emisyonları azaltmak için bir plan üzerinde çalıştığını, ayrıca Shell'in müşterilere yakıt satmayı bırakması durumunda, talebi karşılamak için diğer şirketlerin devreye girebileceğini böylece, "Genel olarak, CO2 emisyonlarında hiçbir azalma sağlanamayacak," diye ekledi.
Lahey'deki bir bölge mahkemesi tarafından 2021'de verilen orijinal karar, aslında çığır açıcı olarak görülmüştü ve küresel olarak benzer itirazları teşvik etmesi muhtemeldi. Ancak temyiz mahkemesinin bu kararı şimdi enerji şirketlerine karşı açılan diğer davalarda emsal olabilir. Bu hafta İskoçya'da başlaması beklenen bir duruşmada Greenpeace, İngiliz sularında Rosebank ve Jackdaw adlı iki büyük petrol sahasının geliştirilmesini engellemeye çalışıyor. Jackdaw projesi de Shell tarafından yönetiliyor.
Bu arada Shell lehine verilen karar, davayı açan Friends of the Earth gibi çevre aktivistleri için bir darbe oldu Çevre grubu artık Shell'e karşı açtığı davayı Yüksek Mahkeme'ye taşıyabilir; ancak nihai kararın alınması yıllar alabilir.
Shell ise, Shell yerine hükümetlere baskı yapılması ve hükümetlerin yeşil bir dönüşüm sağlamaları gerektiğini söyledi. Shell ayrıca 2050'ye kadar "net sıfır" emisyonlu bir şirket olmayı hedefliyor.
“Petrol devi Shell çığır açıcı bir dava kazandı” başlığı ile haberi duyuran CO2 Koalisyonu ise verdikleri mücadelenin sonucunu aldıklarını, kararın gayet haklı olduklarını açıkladılar.
CO2 Koalisyonu bu yılın başlarında bu davada bir uzman görüşü hazırlayıp sunmuş ve Shell'in CO2 emisyonlarının neden olduğu büyük zarar iddialarının reddedilmesini önermişti .
Ünlü fizikçiler Dr. Richard Lindzen, Steve Koonin ve William Happer dosyada şu ifadelere yer verdiler;
· Yaygın olarak bildirilenin aksine, CO2 Dünyadaki yaşam için olmazsa olmazdır. CO2 olmadan bitkisel besin ve dolayısıyla insan veya hayvan yaşamı olmazdı.
· "Net sıfırlama" CO2, dünya çapındaki tüm insanlar, özellikle de yoksullar için mevcut gıda miktarını azaltacaktır. Fosil yakıtlar olmadan, azotlu gübre olmayacak ve dolayısıyla kitlesel açlık ve düşük maliyetli enerji olmayacak.
· “Net sıfırlama” İklim Davası’nın ilgilendiği insan haklarını baltalayacak ve BM’nin ilk üç sürdürülebilir kalkınma hedefinin gerçekleştirilmesini engelleyecektir: yoksulluğun ortadan kaldırılması, açlığın ortadan kaldırılması ve evrensel sağlık ve refahın sağlanması.
· Bilim, fosil yakıtların ve CO2'nin " tehlikeli" iklim değişikliğine ve aşırı hava olaylarına neden olmayacağını gösteriyor.
Herkes neyin derdinde inanın kestirmek zor ama biz yine bilime inanıyor ve bilime danışıyoruz.
Ve son cümleleri Prof.Dr. Levent Kurnaza bırakıyorum.
“Veriler politikacıların fikrini hiç değiştirmedi. Nasrettin hocanın fıkrası var ya testi kırılmadan çocuğu dövmesi. Ona benziyor. Biz hep uyarıyoruz ama testi kırılırsa bunlar ancak fark edecekler, başımızdaki belanın büyüklüğünü, o zaman da çok geç olur. Ülkeler bir şey yapma derdinde değiller. Çözüm yok çözüme varma isteği de yok. İklim değişikliği devletlerarasında hiç konuşulmuyor. Burada tek konuşulan şey para. Uçurumdan düştük ama biz hala farkında değiliz.”
Notrof.Dr. Levent Kurnaz ile yaptığım röportajı İklimden Bi Haber podcast yayınında dinleyebilirsiniz