ABD'nin New York eyaletinde kurulu ünlü Cornell Üniversitesi'nde görevli iki psikolog Justin Kruger ve David Dunning'in tanımladığı bir tür algılama ve anlayış eğilimini tanımlayan çalışmanın bilimsel adı “Dunning-Kruger Etkisi”dir. Bence bu çalışmanın bulguları son derece önemli. O kadar önemli ki adına demokrasi dediğimiz bir sistemin niye bu kadar kötüye kullanıldığını anlamamıza yardımcı olur. Dünyanın her tarafında ortaya çıkan liderlik ve yönetim sorunlarının temelinde neler olduğunu açıklaması bakımından da kanımızca son derece ilginç bir bulgudur.
Özetle anlatmak gerekirse: Yeteneksiz, (eski deyimle kifayetsiz) olan insanlar, yaptıkları yanlışlıkların sonuçlarını ve kötü tercihlerinin yanlışlığını anlayabilecek kapasiteye sahip değillerdir. Yani yaptıkları kötülüğün ve verdikleri zararın farkında değildirler bu yeteneksizler. Kolayca yalan söylerler, bunun da farkında olmazlar. Bu kişilerin gerek bilgileri, gerek dünya görüşleri, gerekse deneyimleri, içinde bulundukları durumu tam anlamalarına engel olur ve çoğu kez yanlış karar verirler, yanlış tercihler yaparlar. İşin kötüsü, yaptıkları yanlışlıkların, aldıkları yanlış kararların ne derece vahim sonuçlar doğuracağını, doğurduğunu da anlamaktan acizdirler. Hasbelkader, az çok bir şeyler öğrenmişlerse veya kendilerinde öyle bir nitelik olduğu inancına kapılırlarsa, kendilerini bulunmaz "Hint Kumaşı" sanırlar. İnsanlara tepeden bakarlar. Bu yüzden kendilerinde var olduğuna inandıkları aslında olmayan yeteneklerine çok önem verirler. Onlara göre, o konularda kendilerinden daha üstün kimse yoktur. Kendileri bilir her şeyin en iyisini, en ilerisini. Yani niteliksiz, yeteneksiz ve beceriksiz olduklarının farkında değildirler. Hadlerini bilmezleri, sanattan edebiyata, ekonomiden teknolojiye her konudan anlarlar. Her şeyi herkesten iyi bilirler. Parasal konularda uzman, rant yaratma alanında dahidirler, hayali projeleri çok severler ve bunları da anlatırken çok inandırıcı görünürler.
Cahil cesareti sahipleri
Bu kadar yeteneksizlik, bilgisizlik ve cehalet olmasına karşın bu tipler, yani yeteneksiz kişiler gayetle gözüpektirler. Cesur delikanlı, yiğit görüntüsü vermeyi bilirler. Darwin'in ifade ettiği gibi "cehalet genellikle bilgi sahibi olmaktan çok özgüvene sahiptir". Bizim atalarımızın söylediği gibi "cahil cesareti" taşırlar ve yeteneklerinin çok üstünde riske atılmaktan, akıllarının ermediği konularda konuşmaktan çekinmezler, sanki tüm doğrulara sahipmişçesine kendilerini vazgeçilmez lider, yönetici, sanatçı vs. sanmaya ve iddia etmeye devam ederler.Bunlar çoğu kere bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmuşlardır, derinlikten uzak, yüzeysel varlıklardır.
Bu tür insanlarda bir de kontrol edilmez ihtiras vardır. O kadar ihtiraslıdırlar ki ihtiraslarının yeteneklerinin çok üzerinde olduğunu bilmezler, anlamadıkları konularda ahkâm keserler. Kendilerinden çok emin konuşurlar, yalan yanlış çok konuda kendilerine güvenleri tamdır.
Bir başka araştırmanın sonuçlarına göre insanlar, tavsiye alırken özgüvene sahip birisinden alınan tavsiyeyi konuyla ilgili en çok bilgi sahibi olan kişinin tavsiyesine tercih ediyor. Yani bilgi alınan kimsenin konuyu bilip bilmemesi önemli değil halk yığınları için, önemli olan konuşan kişinin yalan da olsa, yanlış da olsa sergilediği özgüvendir; çünkü bu tipler inandığı şeyin doğru olduğuna o kadar inanmıştır ki yalan ve yanlış olduğunun farkında bile değildir. Yani bir konu hakkında doğruyu söyleyip söylememeniz çok önemli değil, karşınızdaki kişi sizi, özgüveninize (ve karşı tarafta uyandırdığınız güven duygusuna) göre değerlendirip ona inanıyor.
Kifayetsiz muhterisler
Bu yeteneksiz muhterislerin bir başka özelliği de başka insanlardaki gerçek yetenek ve beceriyi anlama niteliğinden yoksun olmalarıdır. Yani adam seçme özürlüsüdürler. Çoğu kere yanlış adam seçerler, yalakalardan, dalkavuklardan hoşlanırlar, gururlarını okşadığı, olmayan yeteneklerini övdükleri için. Gene araştırmaya göre, eğer bu yeteneksiz insanlar becerilerini ve bilgilerini geliştirmek üzere eğitilirlerse, geçmişteki eksikliklerinin farkına varıp hatalarını kabul etmektedirler. Bu bulgu, bir bakıma sürekli eğitimin önemini de ortaya çıkarıyor.
İşte size siyasi yaşamda, medyada, sanat ortamında, iş hayatında çokça rastladığımız "yeteneksiz ihtiraslıların" veya eski deyimle "kifayetsiz muhterislerin" niteliklerini ortaya koyan bir bilimsel araştırmanın sonuçları. Dunning-Kruger Etkisi'nin birçok ülkede, kaç kişinin maskesini düşürdüğünü tahmin edebilir misiniz? Peki bu insanların ülkelere, başkalarının yaşamına, ülke ekonomilerine, ülke kültürüne, ülke imajına verdikleri zararlar? Edindikleri haksız varlıklar, yakınlarına ve çıkar ortaklarına sağladıkları avantalar! Bu konuda son yıllarda bazı Arap ülkelerinde ortaya çıkan sorunların temelinde kifayetsiz muhterislerin rolü olmuştur kuşkusuz.
Özetle anlatmak gerekirse: Yeteneksiz, (eski deyimle kifayetsiz) olan insanlar, yaptıkları yanlışlıkların sonuçlarını ve kötü tercihlerinin yanlışlığını anlayabilecek kapasiteye sahip değillerdir. Yani yaptıkları kötülüğün ve verdikleri zararın farkında değildirler bu yeteneksizler. Kolayca yalan söylerler, bunun da farkında olmazlar. Bu kişilerin gerek bilgileri, gerek dünya görüşleri, gerekse deneyimleri, içinde bulundukları durumu tam anlamalarına engel olur ve çoğu kez yanlış karar verirler, yanlış tercihler yaparlar. İşin kötüsü, yaptıkları yanlışlıkların, aldıkları yanlış kararların ne derece vahim sonuçlar doğuracağını, doğurduğunu da anlamaktan acizdirler. Hasbelkader, az çok bir şeyler öğrenmişlerse veya kendilerinde öyle bir nitelik olduğu inancına kapılırlarsa, kendilerini bulunmaz "Hint Kumaşı" sanırlar. İnsanlara tepeden bakarlar. Bu yüzden kendilerinde var olduğuna inandıkları aslında olmayan yeteneklerine çok önem verirler. Onlara göre, o konularda kendilerinden daha üstün kimse yoktur. Kendileri bilir her şeyin en iyisini, en ilerisini. Yani niteliksiz, yeteneksiz ve beceriksiz olduklarının farkında değildirler. Hadlerini bilmezleri, sanattan edebiyata, ekonomiden teknolojiye her konudan anlarlar. Her şeyi herkesten iyi bilirler. Parasal konularda uzman, rant yaratma alanında dahidirler, hayali projeleri çok severler ve bunları da anlatırken çok inandırıcı görünürler.
Cahil cesareti sahipleri
Bu kadar yeteneksizlik, bilgisizlik ve cehalet olmasına karşın bu tipler, yani yeteneksiz kişiler gayetle gözüpektirler. Cesur delikanlı, yiğit görüntüsü vermeyi bilirler. Darwin'in ifade ettiği gibi "cehalet genellikle bilgi sahibi olmaktan çok özgüvene sahiptir". Bizim atalarımızın söylediği gibi "cahil cesareti" taşırlar ve yeteneklerinin çok üstünde riske atılmaktan, akıllarının ermediği konularda konuşmaktan çekinmezler, sanki tüm doğrulara sahipmişçesine kendilerini vazgeçilmez lider, yönetici, sanatçı vs. sanmaya ve iddia etmeye devam ederler.Bunlar çoğu kere bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmuşlardır, derinlikten uzak, yüzeysel varlıklardır.
Bu tür insanlarda bir de kontrol edilmez ihtiras vardır. O kadar ihtiraslıdırlar ki ihtiraslarının yeteneklerinin çok üzerinde olduğunu bilmezler, anlamadıkları konularda ahkâm keserler. Kendilerinden çok emin konuşurlar, yalan yanlış çok konuda kendilerine güvenleri tamdır.
Bir başka araştırmanın sonuçlarına göre insanlar, tavsiye alırken özgüvene sahip birisinden alınan tavsiyeyi konuyla ilgili en çok bilgi sahibi olan kişinin tavsiyesine tercih ediyor. Yani bilgi alınan kimsenin konuyu bilip bilmemesi önemli değil halk yığınları için, önemli olan konuşan kişinin yalan da olsa, yanlış da olsa sergilediği özgüvendir; çünkü bu tipler inandığı şeyin doğru olduğuna o kadar inanmıştır ki yalan ve yanlış olduğunun farkında bile değildir. Yani bir konu hakkında doğruyu söyleyip söylememeniz çok önemli değil, karşınızdaki kişi sizi, özgüveninize (ve karşı tarafta uyandırdığınız güven duygusuna) göre değerlendirip ona inanıyor.
Kifayetsiz muhterisler
Bu yeteneksiz muhterislerin bir başka özelliği de başka insanlardaki gerçek yetenek ve beceriyi anlama niteliğinden yoksun olmalarıdır. Yani adam seçme özürlüsüdürler. Çoğu kere yanlış adam seçerler, yalakalardan, dalkavuklardan hoşlanırlar, gururlarını okşadığı, olmayan yeteneklerini övdükleri için. Gene araştırmaya göre, eğer bu yeteneksiz insanlar becerilerini ve bilgilerini geliştirmek üzere eğitilirlerse, geçmişteki eksikliklerinin farkına varıp hatalarını kabul etmektedirler. Bu bulgu, bir bakıma sürekli eğitimin önemini de ortaya çıkarıyor.
İşte size siyasi yaşamda, medyada, sanat ortamında, iş hayatında çokça rastladığımız "yeteneksiz ihtiraslıların" veya eski deyimle "kifayetsiz muhterislerin" niteliklerini ortaya koyan bir bilimsel araştırmanın sonuçları. Dunning-Kruger Etkisi'nin birçok ülkede, kaç kişinin maskesini düşürdüğünü tahmin edebilir misiniz? Peki bu insanların ülkelere, başkalarının yaşamına, ülke ekonomilerine, ülke kültürüne, ülke imajına verdikleri zararlar? Edindikleri haksız varlıklar, yakınlarına ve çıkar ortaklarına sağladıkları avantalar! Bu konuda son yıllarda bazı Arap ülkelerinde ortaya çıkan sorunların temelinde kifayetsiz muhterislerin rolü olmuştur kuşkusuz.