Enflasyon rakamları açıklanmadan birkaç saat önce bakan Şimşek Bloomberg’e konuştu. Bildiğimiz kadarıyla önceden planlanan bir yayın değildi. Apar topar ön almak için yapıldığını sanıyorum. Neticesinde ENAG’tan bile yüksek aylık enflasyon açıklandı: %4.53.
Verilen mesajlar güzeldi ancak faiz harici sıkılaşma hala istenilen düzeyde değil. Seçim öncesi gerekçesi bilinen aynı hikâye. Muhalif iktisatçılar bile seçim öncesi anlayış gerektiğini dile getiriyor. Fakat 3 haftaya seçim bitiyor. Kimse ekonomi yönetiminin gözünün yaşına bakmaz.
Sadece belediye seçimi değil, darbe girişiminin yaşandığı 2016’dan beri ekonomik istikrarsızlığı seçim ortamıyla ilişkilendiren bir anlayış var. Halbuki bu sürede olan seçimlerin hepsi mevcut yönetimin arzu ettiği şekilde sonuçlandı. Peki madem ekonomideki gelgitlerin sebebi seçimler başta olmak üzere dış faktörlerdi neden sürekli politika değişikliğine gidildi? Aşağıdaki tablo sıradan bir insanın EKG’sini göstermiyor…
Konu samimiyet, inandırıcılık veya güven olduğu zaman son yıllarda kötü bir performans gösterdi ekonomi yönetimi. Birikimli güvensizlik Mehmet Şimşek ve ekibine de yansıyacak. Kendilerinin gayretli olduğunu düşünmekle birlikte asıl sınavlarının şimdi başlayacağının farkındayım.
Çünkü;
Mayıs ayında enflasyon tepe noktasına ulaşacak.
Faizde biraz daha yer olduğunu düşünüyorum. Ancak bu alan geçen seneki gibi at koşturabilecek seviyede değil. Dolasıyla ekonomide sıkılaşma başka şekilde yapılmalı.
SIKILAŞMA NASIL OLMALI?
1. Kredi Sınırlamaları: Aslında buradaki temel mevzu insanları tasarruf etmeye teşvik etmek. Ama nerde?
- Kredi Musluklarının Kısıtlanması: Merkez bankası veya düzenleyici kurumlar, bankaların verdiği kredilerin miktarını sınırlayabilir. Bu, genellikle belirli kredi kotaları belirleyerek veya bankalara daha yüksek karşılık oranları tutmalarını zorunlu kılarak yapılır.
- Büyük Harcamalara Kredi Kısıtlamaları: Ev, araba gibi büyük harcamalar için verilen kredilere ek şartlar getirilerek veya bu tür kredilere daha yüksek faiz oranları uygulanarak talep düşürülebilir.
2. Para Piyasası Operasyonları:
- Açık Piyasa İşlemleri: Merkez bankası için yapılması gereken en önemli önlemlerden birisi, devlet tahvili alım satımıyla para arzını düzenlemektir. Likiditenin azalması lazım. Sokak köpeği misali başı boş paraları yuvaya geri götürmek şart!
- Zorunlu Karşılık Oranlarının Artırılması: Bankaların elinde tutması gereken minimum nakit rezerv miktarını artırarak, bankaların kredi verme kapasitesini kısıtlamak halihazırda uygulanan bir durum. Bu noktada da biraz daha artış olabileceğini düşünüyorum.
3. Maliye Politikaları:
- Vergi Artışları: Gelir, satış veya emlak vergisi gibi doğrudan veya dolaylı vergilerin artırılması, hane halkı ve işletmelerin harcama gücünü azaltır.
- Harcama Kısıtlamaları: İlk maddede bahsettiğim tasarruf konusuna aslında buradan başlamak gerekir. Devlet vatandaşa örnek olarak kamu harcamalarını kısıtlamalı. Bu sayede hem genel talepte düşüş sağlanacak hem de örnek teşkil etmiş olacak. (Beklentim yok sadece olması gerekeni söylüyorum)
4. Finansal Düzenlemeler:
- Kredi Kartı ve Tüketici Kredilerine Yönelik Kısıtlamalar: Bu madde aralarındaki en önemlilierden. Vatandaşın harcamalarının bir türlü dizginlenmemesinin yegane sebebi kredi kartları. Maaşının 4-5 katı kredi kartı limitiyle taklacı baykuş misali harcama yaparak talebi rüyanda bile düşüremezsin.
Binaenaleyh, tüketici kredileri ve kredi kartı için limitler getirilmeli, taksitli alışveriş dönemi bitmeli.
- Risk Ağırlıklarının Değiştirilmesi: Risk ağırlıklarının değiştirerek, bankaların bazı kredilere daha fazla para ayırmasını sağlayabilir ekonomi yönetimi. Örneğin, eğer bankalar işletme kredileri için daha fazla sermaye ayırmak zorunda kalırsa, bu krediler daha pahalı hale gelir. Bu durum, bankaların işletme kredilerini daha az vermesine ve bu tür kredilerin alınmasının zorlaşmasına yol açar.
Döviz satmak da ulusal para biriminin değerini artırmak ve ithalatı pahalı hale getirmek için yapılan yönetemlerden. Bu durum ksıa süreli de olsa, talebi azaltır ve enflasyonu kontrol altına alabilir. Bu durum için ayrı yazı yasmak gerekir. Zira doları tut tuta kangren olacak TL’miz.
MERKEZİN SAMİMİYET TESTİ
Bunun için de hep vurgusu yapılan seçimin geçmesi gerekiyor. Başta sayın Şimşek belediye başkanlarına destek açıklamalarını keserek birincil görevi olan Türkiye ekonomisine odaklanması için 1 Nisan çok önemli. O zaman göreceğiz kim samimi.
Yeni ekonomi yönetimine yeterince şans verildi bu zamana kadar. Bazı noktalarda başarılı olsa da genel itibarıyla iyi dilek ve iletişim haricinde daha keskin adımlar görmeliyiz. Yukarıdakiler bunlara örnek. Ekonomi erkanının bilgi birikimi fazlasıyla mevcut. Cesareti var mı göreceğiz.
Verilen mesajlar güzeldi ancak faiz harici sıkılaşma hala istenilen düzeyde değil. Seçim öncesi gerekçesi bilinen aynı hikâye. Muhalif iktisatçılar bile seçim öncesi anlayış gerektiğini dile getiriyor. Fakat 3 haftaya seçim bitiyor. Kimse ekonomi yönetiminin gözünün yaşına bakmaz.
Sadece belediye seçimi değil, darbe girişiminin yaşandığı 2016’dan beri ekonomik istikrarsızlığı seçim ortamıyla ilişkilendiren bir anlayış var. Halbuki bu sürede olan seçimlerin hepsi mevcut yönetimin arzu ettiği şekilde sonuçlandı. Peki madem ekonomideki gelgitlerin sebebi seçimler başta olmak üzere dış faktörlerdi neden sürekli politika değişikliğine gidildi? Aşağıdaki tablo sıradan bir insanın EKG’sini göstermiyor…
Konu samimiyet, inandırıcılık veya güven olduğu zaman son yıllarda kötü bir performans gösterdi ekonomi yönetimi. Birikimli güvensizlik Mehmet Şimşek ve ekibine de yansıyacak. Kendilerinin gayretli olduğunu düşünmekle birlikte asıl sınavlarının şimdi başlayacağının farkındayım.
Çünkü;
Mayıs ayında enflasyon tepe noktasına ulaşacak.
Faizde biraz daha yer olduğunu düşünüyorum. Ancak bu alan geçen seneki gibi at koşturabilecek seviyede değil. Dolasıyla ekonomide sıkılaşma başka şekilde yapılmalı.
SIKILAŞMA NASIL OLMALI?
1. Kredi Sınırlamaları: Aslında buradaki temel mevzu insanları tasarruf etmeye teşvik etmek. Ama nerde?
- Kredi Musluklarının Kısıtlanması: Merkez bankası veya düzenleyici kurumlar, bankaların verdiği kredilerin miktarını sınırlayabilir. Bu, genellikle belirli kredi kotaları belirleyerek veya bankalara daha yüksek karşılık oranları tutmalarını zorunlu kılarak yapılır.
- Büyük Harcamalara Kredi Kısıtlamaları: Ev, araba gibi büyük harcamalar için verilen kredilere ek şartlar getirilerek veya bu tür kredilere daha yüksek faiz oranları uygulanarak talep düşürülebilir.
2. Para Piyasası Operasyonları:
- Açık Piyasa İşlemleri: Merkez bankası için yapılması gereken en önemli önlemlerden birisi, devlet tahvili alım satımıyla para arzını düzenlemektir. Likiditenin azalması lazım. Sokak köpeği misali başı boş paraları yuvaya geri götürmek şart!
- Zorunlu Karşılık Oranlarının Artırılması: Bankaların elinde tutması gereken minimum nakit rezerv miktarını artırarak, bankaların kredi verme kapasitesini kısıtlamak halihazırda uygulanan bir durum. Bu noktada da biraz daha artış olabileceğini düşünüyorum.
3. Maliye Politikaları:
- Vergi Artışları: Gelir, satış veya emlak vergisi gibi doğrudan veya dolaylı vergilerin artırılması, hane halkı ve işletmelerin harcama gücünü azaltır.
- Harcama Kısıtlamaları: İlk maddede bahsettiğim tasarruf konusuna aslında buradan başlamak gerekir. Devlet vatandaşa örnek olarak kamu harcamalarını kısıtlamalı. Bu sayede hem genel talepte düşüş sağlanacak hem de örnek teşkil etmiş olacak. (Beklentim yok sadece olması gerekeni söylüyorum)
4. Finansal Düzenlemeler:
- Kredi Kartı ve Tüketici Kredilerine Yönelik Kısıtlamalar: Bu madde aralarındaki en önemlilierden. Vatandaşın harcamalarının bir türlü dizginlenmemesinin yegane sebebi kredi kartları. Maaşının 4-5 katı kredi kartı limitiyle taklacı baykuş misali harcama yaparak talebi rüyanda bile düşüremezsin.
Binaenaleyh, tüketici kredileri ve kredi kartı için limitler getirilmeli, taksitli alışveriş dönemi bitmeli.
- Risk Ağırlıklarının Değiştirilmesi: Risk ağırlıklarının değiştirerek, bankaların bazı kredilere daha fazla para ayırmasını sağlayabilir ekonomi yönetimi. Örneğin, eğer bankalar işletme kredileri için daha fazla sermaye ayırmak zorunda kalırsa, bu krediler daha pahalı hale gelir. Bu durum, bankaların işletme kredilerini daha az vermesine ve bu tür kredilerin alınmasının zorlaşmasına yol açar.
Döviz satmak da ulusal para biriminin değerini artırmak ve ithalatı pahalı hale getirmek için yapılan yönetemlerden. Bu durum ksıa süreli de olsa, talebi azaltır ve enflasyonu kontrol altına alabilir. Bu durum için ayrı yazı yasmak gerekir. Zira doları tut tuta kangren olacak TL’miz.
MERKEZİN SAMİMİYET TESTİ
Bunun için de hep vurgusu yapılan seçimin geçmesi gerekiyor. Başta sayın Şimşek belediye başkanlarına destek açıklamalarını keserek birincil görevi olan Türkiye ekonomisine odaklanması için 1 Nisan çok önemli. O zaman göreceğiz kim samimi.
Yeni ekonomi yönetimine yeterince şans verildi bu zamana kadar. Bazı noktalarda başarılı olsa da genel itibarıyla iyi dilek ve iletişim haricinde daha keskin adımlar görmeliyiz. Yukarıdakiler bunlara örnek. Ekonomi erkanının bilgi birikimi fazlasıyla mevcut. Cesareti var mı göreceğiz.