Üç genç kadın nasıl olur da karada, denizde, havada harp okulunu birincilikle bitirir?!. İktidar için zahar bu tablo bir hazımsızlık neden olmuş. Toplumun genelinde gurur nedeni olsa da ne gam!
Gelsin o zaman dönem birincisi Ebru Teğmen’in de içinde olduğu beş teğmen Yüksek Disiplin Kurulu’nun önüne!
İKTİDARIN İHSAS-I REY GÖLGESİNDE AŞIRILIKLA YÜRÜYEN SÜREÇ
Gelsin ihsas-rey! İktidar cenahının en üstü, bir altı, şusu, busu… Konuşan konuşana… İhsas-ı reyde bulunan bulunana…
Peki Yüksek Disiplin Kurulu bu kadar ihsas-rey karşısında nasıl nesnel bir karar verecek? Zaten nesnel olmaktan kaçınacağı şuradan belli… TSK Disiplin’ine göre 15. Madde “uyarma cezası gerektiren disiplinsizlikler”, 16. Madde “kınama cezası gerektiren disiplinsizlikler”, 17. Madde “hizmete kısmi süreli devam cezası gerektiren disiplinsizlikler”, 18. Madde “aylıktan kesme cezası gerektiren disiplinsizlikler”, 19. Madde “hizmet yerini terk etmeme cezasını gerektiren disiplinsizlikler”.
Fakat gelin görün ki, teğmenlerin 20. Maddenin “1-C” bendi ile suçlandığı anlaşılıyor. “Silahlı Kuvvetlerden Ayırma Cezası Verilmesini Gerektiren Disiplinsizlikler” başlıklı madde şöyle:
“Hizmete engel davranışlarda bulunmak: Devletin ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin itibarına zarar verecek nitelikte tutum ve davranışlarda veya ağır suç veya disiplinsizlik teşkil eden fiillerde bulunmaktır."
SARIKLI AMİRALE CİCİ BİCİ, TEĞMENLERE DİSİPLİN SOPASI
Oysa ortada ne bir disiplinsizlik ne de itibar zedelenmesi söz konusu. Teğmenler Cumhurbaşkanı Erdoğan ve diğer zevatın katıldığı resmi tören sona erdikten sonra tabiri caizse bir “after parti” yapmışlar. Burada ne olmuş? Teğmenler bir ritüeli yerine getirmişler aralarında; kılıç çatıp “Mustafa Kemal’in askerleriyiz!” belgisini haykırmışlar.
“Recep Tayyip Erdoğan!” diye mi haykırmaları bekleniyordu teğmenlerin Anıtkabir’deki bindirilmiş kıtalar gibi?
MSB hızını alamayıp teğmenlerin komutanlarına da sarkıyor… “Vay efendim siz ne biçim subay yetiştiriyorsunuz!” demeye getiriyorlar…
MSB’ye sormadan edemiyorum; sarık takıp cübbe giyen amirale disiplin misiplin uygulamayıp emekliliği gelince paşa paşa emekli olmasını sağlamadınız mı? Sarıklıya cici bici, bir ritüeli yerine getiren gencecik teğmenlere disiplin sopası…
Diyorlar ki, “Teğmenlerin kılıcıyla ve haykırdığı belgiyle sorunumuz yok, emre itaatsizlikten disipline verdik teğmenleri”… Pek o zaman “Ben de Mustafa Kemal’in Askeriyim” diyen savcıyı neden açığa aldınız? Tek kelimeyle tutarsız, ayarsızsınız!
Velev ki emre itaatsizlik söz konusu ve bu yüzden disipline verdiniz. 15-16-17-18-19. Madde dururken neden ihraç gerektiren 20. Madde’ye sokmak istiyorsunuz teğmenlerin after partisini?..
22 YILLIK İKTİDARIN HAZIMSIZLIĞI
MSB’deki sivil bakan yardımcılarına rütbe verip atayan bu iktidar… MSÜ kurup Harp Okulları’nı oraya bağlayan bu iktidar… MSÜ’ye rektör olarak dümen suyunda bir ismi, iktidarın borazanı gazetenin köşe yazarını rektör olarak atayan bu iktidar… İstediği öğrenciyi Harp Okulları’na istediği gibi seçerek alan yine bu iktidar… İşte hazımsızlık herhalde burada başlıyor; “Bu kadar kontrolümdeki ortamda nasıl oluyor da böyle teğmenler yetişebiliyor?”
Başka türlü izah edilecek bir durum yok ortada… Evet, iktidar da iktidarın başındaki Erdoğan da anlayamıyor! “Bu teğmenler 21-22 yaşında… Bunlar biz iktidara geldikten sonra doğdu, bizimle kreşe, anaokuluna, ilkokula, ortaöğretime ve harp okuluna gidip mezun oldular… Nasıl oluyor da…” diye geçiriyorlar içlerinden…
ATATÜRK’Ü MİLLETİN GÖNLÜNDEN, TEĞMENLERİN YÜREĞİNDEN SİLEMEZSİNİZ!
22 Kasım’da üç büyük şehirde teğmenlerle dayanışma için basın açıklamaları yapıldı. Emekli Harp Okullular, ADD’ler ve yurttaşların geniş ilgi gösterdiği dayanışmanın İzmir ayağına ben de katılıp Ebru Teğmen ve arkadaşlarına destek verdim. “Teğmenime dokunma1” dedik.
Beş teğmenin üzerinde tepinerek arkadan gelenleri bir hizaya mı sokmak istiyorsunuz? Sokamazsınız!.. Mümkün değil. Sizin memlekete yaptığınız başlıca iyilik her attığınız adımla Atatürk’ü büyütmek, daha da büyütmek. Sayenizde Atatürk’ün kıymeti her geçen gün daha çok biliniyor. Atatürk’ü ne milletin gönlünden ne de genç teğmenlerin yüreğinden söküp atamazsınız!..
“Atatürk 10 yıl daha yaşasaydı…” diyeceksiniz, hem de “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” diyen teğmenlere ihraç yolunu açacaksınız… Olmaz… Olmaz kere olmaz…
“KOMUTAN” GİBİ KOMUTAN
Bu yazıyı dün (Perşembe öğle saatlerinde) kaleme alırken, MSB kaynakları disiplin sürecinin başladığını ve Teğmenlere tebligat yapılacağını açıkladı. Teğmenlerin savunmaları alındıktan sonra sarıklı amiral için hiç kıpırdamayan Yüksek Disiplin Kurulu kararını verecek.
Bu arada, Kara Harp Okulu mezuniyet töreninde kılıç çekerek yemin eden ve TSK’dan ihraç talebiyle disipline sevk edilen teğmenlerin komutanı Binbaşının “teğmenlere sahip çıktığı suçlamasıyla” görevden alındığını Barış Terkoğlu’nun Cumhuriyet’teki köşesinden öğrendik. Söz konusu Binbaşı yıllardır atama yapılmayan bir kadroya görevlendirilmiş. Terkoğlu, komutanın sitem dolu mesajını da köşesinden yayımladı.
Gelsin o zaman dönem birincisi Ebru Teğmen’in de içinde olduğu beş teğmen Yüksek Disiplin Kurulu’nun önüne!
İKTİDARIN İHSAS-I REY GÖLGESİNDE AŞIRILIKLA YÜRÜYEN SÜREÇ
Gelsin ihsas-rey! İktidar cenahının en üstü, bir altı, şusu, busu… Konuşan konuşana… İhsas-ı reyde bulunan bulunana…
Peki Yüksek Disiplin Kurulu bu kadar ihsas-rey karşısında nasıl nesnel bir karar verecek? Zaten nesnel olmaktan kaçınacağı şuradan belli… TSK Disiplin’ine göre 15. Madde “uyarma cezası gerektiren disiplinsizlikler”, 16. Madde “kınama cezası gerektiren disiplinsizlikler”, 17. Madde “hizmete kısmi süreli devam cezası gerektiren disiplinsizlikler”, 18. Madde “aylıktan kesme cezası gerektiren disiplinsizlikler”, 19. Madde “hizmet yerini terk etmeme cezasını gerektiren disiplinsizlikler”.
Fakat gelin görün ki, teğmenlerin 20. Maddenin “1-C” bendi ile suçlandığı anlaşılıyor. “Silahlı Kuvvetlerden Ayırma Cezası Verilmesini Gerektiren Disiplinsizlikler” başlıklı madde şöyle:
“Hizmete engel davranışlarda bulunmak: Devletin ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin itibarına zarar verecek nitelikte tutum ve davranışlarda veya ağır suç veya disiplinsizlik teşkil eden fiillerde bulunmaktır."
SARIKLI AMİRALE CİCİ BİCİ, TEĞMENLERE DİSİPLİN SOPASI
Oysa ortada ne bir disiplinsizlik ne de itibar zedelenmesi söz konusu. Teğmenler Cumhurbaşkanı Erdoğan ve diğer zevatın katıldığı resmi tören sona erdikten sonra tabiri caizse bir “after parti” yapmışlar. Burada ne olmuş? Teğmenler bir ritüeli yerine getirmişler aralarında; kılıç çatıp “Mustafa Kemal’in askerleriyiz!” belgisini haykırmışlar.
“Recep Tayyip Erdoğan!” diye mi haykırmaları bekleniyordu teğmenlerin Anıtkabir’deki bindirilmiş kıtalar gibi?
MSB hızını alamayıp teğmenlerin komutanlarına da sarkıyor… “Vay efendim siz ne biçim subay yetiştiriyorsunuz!” demeye getiriyorlar…
MSB’ye sormadan edemiyorum; sarık takıp cübbe giyen amirale disiplin misiplin uygulamayıp emekliliği gelince paşa paşa emekli olmasını sağlamadınız mı? Sarıklıya cici bici, bir ritüeli yerine getiren gencecik teğmenlere disiplin sopası…
Diyorlar ki, “Teğmenlerin kılıcıyla ve haykırdığı belgiyle sorunumuz yok, emre itaatsizlikten disipline verdik teğmenleri”… Pek o zaman “Ben de Mustafa Kemal’in Askeriyim” diyen savcıyı neden açığa aldınız? Tek kelimeyle tutarsız, ayarsızsınız!
Velev ki emre itaatsizlik söz konusu ve bu yüzden disipline verdiniz. 15-16-17-18-19. Madde dururken neden ihraç gerektiren 20. Madde’ye sokmak istiyorsunuz teğmenlerin after partisini?..
22 YILLIK İKTİDARIN HAZIMSIZLIĞI
MSB’deki sivil bakan yardımcılarına rütbe verip atayan bu iktidar… MSÜ kurup Harp Okulları’nı oraya bağlayan bu iktidar… MSÜ’ye rektör olarak dümen suyunda bir ismi, iktidarın borazanı gazetenin köşe yazarını rektör olarak atayan bu iktidar… İstediği öğrenciyi Harp Okulları’na istediği gibi seçerek alan yine bu iktidar… İşte hazımsızlık herhalde burada başlıyor; “Bu kadar kontrolümdeki ortamda nasıl oluyor da böyle teğmenler yetişebiliyor?”
Başka türlü izah edilecek bir durum yok ortada… Evet, iktidar da iktidarın başındaki Erdoğan da anlayamıyor! “Bu teğmenler 21-22 yaşında… Bunlar biz iktidara geldikten sonra doğdu, bizimle kreşe, anaokuluna, ilkokula, ortaöğretime ve harp okuluna gidip mezun oldular… Nasıl oluyor da…” diye geçiriyorlar içlerinden…
ATATÜRK’Ü MİLLETİN GÖNLÜNDEN, TEĞMENLERİN YÜREĞİNDEN SİLEMEZSİNİZ!
22 Kasım’da üç büyük şehirde teğmenlerle dayanışma için basın açıklamaları yapıldı. Emekli Harp Okullular, ADD’ler ve yurttaşların geniş ilgi gösterdiği dayanışmanın İzmir ayağına ben de katılıp Ebru Teğmen ve arkadaşlarına destek verdim. “Teğmenime dokunma1” dedik.
Beş teğmenin üzerinde tepinerek arkadan gelenleri bir hizaya mı sokmak istiyorsunuz? Sokamazsınız!.. Mümkün değil. Sizin memlekete yaptığınız başlıca iyilik her attığınız adımla Atatürk’ü büyütmek, daha da büyütmek. Sayenizde Atatürk’ün kıymeti her geçen gün daha çok biliniyor. Atatürk’ü ne milletin gönlünden ne de genç teğmenlerin yüreğinden söküp atamazsınız!..
“Atatürk 10 yıl daha yaşasaydı…” diyeceksiniz, hem de “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” diyen teğmenlere ihraç yolunu açacaksınız… Olmaz… Olmaz kere olmaz…
“KOMUTAN” GİBİ KOMUTAN
Bu yazıyı dün (Perşembe öğle saatlerinde) kaleme alırken, MSB kaynakları disiplin sürecinin başladığını ve Teğmenlere tebligat yapılacağını açıkladı. Teğmenlerin savunmaları alındıktan sonra sarıklı amiral için hiç kıpırdamayan Yüksek Disiplin Kurulu kararını verecek.
Bu arada, Kara Harp Okulu mezuniyet töreninde kılıç çekerek yemin eden ve TSK’dan ihraç talebiyle disipline sevk edilen teğmenlerin komutanı Binbaşının “teğmenlere sahip çıktığı suçlamasıyla” görevden alındığını Barış Terkoğlu’nun Cumhuriyet’teki köşesinden öğrendik. Söz konusu Binbaşı yıllardır atama yapılmayan bir kadroya görevlendirilmiş. Terkoğlu, komutanın sitem dolu mesajını da köşesinden yayımladı.
“Komutanlık makamı tarafından teğmenlere sahip çıktığım, onları tebrik ettiğim yönünde değerlendirme oldu. Ben teğmenlerden önce de Mustafa Kemal, onun silah arkadaşları ve tüm Milli Mücadele şehitlerinin askeri idim şimdi de Mustafa Kemal, onun silah arkadaşları ve tüm Milli Mücadele şehitlerinin askeriyim. Bu vatanı kuran bize emanet bırakanların izinde olmanın bunlara sebep olacağını bilmiyordum. Bilseydim yine yapardım. Çizgimden bir an olsun sapmayacağım.”
TEĞMENLERİN AVUKATLARI NE DİYOR?
Peki Teğmenlerin avukatları ne diyor? Henüz ellerine bir dosya gelmediğini belirten avukatların konuya ilişkin açıklaması özetle şöyle:
Peki Teğmenlerin avukatları ne diyor? Henüz ellerine bir dosya gelmediğini belirten avukatların konuya ilişkin açıklaması özetle şöyle:
“Şöyle ki; her şeyden önce, müvekkillerimizin resmi törende subaylık andını okumak yönündeki teklifleri komuta kademesine arz edilmiş, kabul görmemesi üzerine resmi törende mevzuatta yer alan askerlik yemini yapılmıştır. Müvekkillerimize verilen emir, resmi törende yapılacak yemine ilişkin olup tabiatıyla emrin gereği yerine getirilmiş, tören ilgili yönergeye uygun olarak icra edilmiştir. İlgili yönerge, resmi törenden sonra mezun olan subayların kılıç çatma geleneklerini ve sevinçlerini ne surette göstereceklerine ilişkin bir düzenleme içermemektedir. Müvekkillerimize törenden sonra ne yapacaklarına dair ayrıca bir emir de verilmemiştir.
Tören subayının ‘tören bitmiştir’ şeklindeki anonsuyla resmi törenin bitmesi ve protokolün tören alanından ayrılmasından sonra tören komutanı, mezun olan teğmenlere ‘alana girebilirsiniz’ demek suretiyle önceki yıllarda da olduğu gibi teğmenlere alanda toplanmaları için izin vermiştir. Bu suretle teğmenler, geleneksel olarak törenin yapıldığı sahanın ortasında toplanmışlar, kılıç çatmışlar ve subaylık andını okumuşlardır. Esasen okunan subaylık andı, bir gece önce öğrencilerin kendi aralarında yaptıkları kutlama sırasında taburun subay ve komutanlarının huzurunda okunan metnin aynısıdır. Bu itibarla müvekkillerimizin herhangi bir emre uymaması söz konusu değildir. Kaldı ki; tartışmalara konu olan subaylık andı 2022 yılına kadar resmi törenlerde de okunan, hatta bundan 16 Ağustos 2024 tarihinde Özel Kuvvetler Komutanlığında gerçekleştirilen resmi törende Milli Savunma Bakanının huzurunda okunan bir metindir.
İkinci olarak basın mensuplarının teğmenler tarafından tören alanına davet edildiği ileri sürülmektedir. Müvekkillerimizin basın mensuplarını davet etmesi asla söz konusu olmamıştır. Aksine müvekkillerimiz alanda mezun olan subaylar dışında kimsenin olmaması için gerekli çabayı göstermişlerdir. Okul birincisi subayın resmi tören bittikten sonra sahanın boşaltılması için yaptığı anons bunun açık delilidir. Nitekim, müvekkillerimizin idari soruşturma kapsamında savunmasının istendiği savunma isteme emrinde de ‘basının davet edilmesi’ suçlaması yer almamakta olup Milli Savunma Bakanlığı’nın örtülü açıklaması resmi soruşturma kapsamıyla da uyumsuzdur. Esasen basını müvekkillerimizin bulunduğu yere gönderen kişilerin, yıllardır süregelen bir geleneği sanki ilk defa yapılıyormuş gibi göstermek suretiyle tartışmaya açmaya çalışan kötü niyetli kimseler olduklarında bir kuşku bulunmamaktadır. On yıllardır devam eden bir geleneğin sürdürülmesi nedeniyle milletimizin göz bebeği teğmenlerimizin siyasi tartışmalara konu edilmemesi, onların mesleki geleceklerinin karartılmaması en büyük temennimizdir."
XXX
Teğmenlere dokunmayın! Disipline sevk ettiğiniz teğmenlerin üzerinde tepinmeyin! Teğmenleri ihraç etmeyi aklınızdan bile geçirmeyin. Bumerang olur. Bir daha düşünün. Ne yaparsanız yapın Türk Silahlı Kuvvetlerini Atatürk’ün yolundan çeviremezsiniz! Türkiye, kurucusuna asla ihanet etmez. Askerler ise ebedi başkomutanına hiç etmez!