Erkekler ilk turda Tsitsipas ve Rune’nin elenmesi bu turdaki en büyük sürprizlerdi. Özellikle Holger Rune’nin Brandon Nakashima’ya karşı hiçbir şekilde reaksiyon veremeden üç sette kaybetmesi oyuncu ile ilgili soru işaretlerini akıllara getirdi. Sahip olduğu yetenekler ile çok daha fazlasını vaat eden Rune, kendisine çeki düzen verip toparlayacak mı, yoksa bu inişi devam edecek mi… Hep birlikte göreceğiz.
Kadınlar tarafında Collins, Ostapenko, Raducanu, Osaka, Krejcikova ve Azarenka gibi iddialı oyuncular erken turlarda turnuvaya veda ettiler. Bir diğer önemli oyuncu Dünya 4 Numarası Elena Rybakina da ilk turu geçtikten sonra sakatlığından dolayı ikinci turdaki maçına çıkmayarak turnuvaya veda etti.
Erkekler tarafında turnuvanın en büyük sürprizleri Dünya 3 Numarası Carlos Alcaraz’ın ikinci turda, Dünya 2 Numarası Novak Djokovic’in üçüncü turda elenmeleri oldu. Hollandalı Botic Van De Zandschulp, güçlü rakibi Alcaraz karşısında iyi servis atıp cesur bir oyunla file önüne gelip birçok vole alarak maçı üç sette kazandı. Alcaraz, ralli olarak dönen toplarda fazla basit hata yaparak bu galibiyete zemin hazırladı. Avustralyalı Alexei Popyrin, bu yıl Avustralya Açık ve Wimbledon’da Djokovic mücadelelerinde set almış fakat her iki mücadeleyi de 3-1 kaybetmişti. Bu sefer derli toplu bozulmayan oyunu, güçlü metali, iyi ve sert servisleri ve maç içerisinde üretebildiği başarılı oyun stratejileri ile aynı skorla Djokovic’i geçmeyi başardı. Bununla birlikte hem Van De Zandschulp hem de Popyrin, bu sansasyonel galibiyetlerinin gerisini getiremeyerek bir sonraki turlarda Jack Draper ve Frances Tiafoe’ye elendiler. Öte yandan hem Alcaraz hem de Djokovic’in Olimpiyatta Toprak Kort oynamaları ve finale kadar gelmeleri dolayısıyla Sert Korta uyum sağlayamadıklarını düşünenlerin sayısı da az değil… Dünya 4 Numarasına gerileyen Novak Djokovic, geçen yıl şampiyon olduğu, yıl içinde en fazla puan toplayan 8 tenisçinin mücadele edeceği ATP Sezon Sonu Finallerine topladığı puanlar yeterli olmadığı için katılamayacak. Çok büyük bir ihtimalle 5. Sırada bulunan Medvedev buradan alacağı puanlarla Djokovic’in önüne geçecek ve Djokovic uzun bir süre sonra ilk dört sıranın dışında yer alacak. Bu durumda da Avustralya Açık Tenis Turnuvasında herhangi bir sürpriz olmaması diğer bir ifade ile ilk dörtteki sporcuların elenmemesi durumunda Djokovic Çeyrek Finale yükselmesi durumunda bu turla birlikte bu oyuncuların üçü ile mücadele etmesi gerektiği anlamına geliyor. İlerleyen yaşı da göz önüne alındığında bakalım Djokovic 10 kez ile en fazla Grand Slam Şampiyonluğu yaşadığı Avustralya Açık’ta bu zorluğun altından kalkabilecek mi…
Erken turlarda Djokovic, Alcaraz, Tsitsipas, Rune, Rublev, Ruud gibi önemli oyuncuların elenmesi tek erkeklerde Amerika Açığın biraz Masters turnuvası tadında olmasına sebep oldu. Amerikalı oyuncuların çıkışı dikkat çekiciydi. Tommy Paul son 16’yı, Frances Tiafoe yarı finali, Taylor Fritz de finali gördü. Uzun bir süredir Grand Slamlerde yer alan tecrübeli Taylor Fritz final yolunda sırasıyla Ufo Carabelli, Comesana gibi isimlerin yanı sıra Berrettini, Ruud, Zverev ve Tiafoe gibi önemli tenisçileri mağlup etti. 3-2 Fritz lehine sonuçlanan Fritz - Tiafoe maçında özellikle son set Tiafoe’nin kondisyonunun 3 saat üzeri ve 5 setlik maçlar için yeterli olmadığı gözler önüne serildi. Tiafoe, bu yıl Wimbledon üçüncü turunda da üç saatin üzerinde süren 2-0 öne geçtiği karşılaşmada son set Alcaraz karşısında kondisyon eksiğinden dolayı maça tutunamamıştı.
Rakhimova, Shibahara, Pavlyucenkova ve Samsonova’yı eleyip çeyrek finale gelen Dünya 1 Numarası Iga Swiatek, bu turda 6-2 ve 6-4’lük setlerle Jessica Pegula’ya yenildi. Pegula rakibi yavaşlatması gerektiği noktalarda backhand slice vurma ve topu havalandırmaktan çekinmedi. Swiatek’in en büyük sıkıntısı servisleri tutmadığında ve oyun içi rallilerde topu dışarıya atma topu fileye takma gibi basit hatalarda oyun stilini değiştirebileceği bir B planı yok. Ekibinde Antrenör, Kondisyoner, Fizyoterapist vs… 6-7 kişi bulunan 5 Grand Slam Şampiyonluğu olan bir oyuncunun rutin oyununun çözüm olmaması durumunda farklı bir strateji ile çözüm üretememesi gerçekten çok garip bir durum… Kurmalı oyuncak gibi kurulduktan sonra aynı hareketleri yapıyor. İyi servis ve forehand backhand spinli oyunu tutunca kazanıyor, servis ve oyun tutmayınca kaybediyor. Böyle devam ederse Swiatek’in sadece ters gelen kort tipi çimde değil, uyumsuzluk probleminin olmadığı sert kortlarda da zaman zaman kazandığı Masters şampiyonluklarının ötesine geçemeyecek gibi görünüyor. Birçok oyuncunun Toprak ve Çim korta göre çok daha fazla rahat ettiği sert kortlar iddialı oyuncu sayısının çokluğu bakımından tam bir cadı kazanına dönüşmüş durumda… İşlerin yolunda gitmediği durumlarda uygulayacağı en azından bir B planı olmazsa Swiatek, gelecekte toprak kort sezonunu bekleyip sadece buradaki şampiyonlukları alan bir oyuncuya dönüşebilir.
Turnuvanın kadınlar tarafında en etkili çıkışlardan birisini Çek oyuncu Karolina Muchova gerçekleştirdi. İlk turda Amerikalı Volynets’i turnuva dışında bırakan Muchova, ikinci turda 4 Grand Slam Şampiyonluğu bulunan ve bu turnuvayı iki kez kazanmış Naomi Osaka’yı akıllı ve stratejik bir oyunla 2-0 mağlup etti. Daha sonra sırasıyla Rus Potapova, Roland Garros ve Wimbledon Finalisti Jasmine Paolini ve çeyrek finalde Brezilyalı Haddad Maia’yı elemeyi başardı. Yarı finalde yine kendisi gibi turnuvada büyük bir çıkış yakalayan Pegula’ya karşı çok iyi bir mücadele göstererek ilk seti 6-1 aldı. Fakat bu mücadeleyi maçın geneline yayamayarak ve Pegula’nın oyun stiline alışmasının da etkisiyle diğer iki seti 6-4 ve 6-2 kaybederek yarı finalde elendi. Muchova, kadın tenisinde pek rastlanmayan bir şekilde servis vole oyunu, file önüne sıklıkla çıkıp vole vurma, backhand slice’ı yoğun bir şekilde kullanması ve zaman zaman kısa toplar atması ile; kadın tenisinde sıklıkla görülen tenisi baseline çizgisi üzerinde oynayıp, rutin, basmakalıp işler yapan tenis oyuncusu kalıbını kırarak ”All Around” bir tenis oyuncusu görüntüsü çizdi. Sakatlanma, vs gibi problemler olmazsa gelecekte yapacağı mücadelelerde de bize keyifli anlar yaşatacaktır.
Turnuvanın erkekler tarafında yıldızı parlayan ismi Britanyalı tenis oyuncusu Jack Draper oldu. Sağlam, karakter koyan komple oyunuyla Zhang, Machac ve De Minaur gibi önemli oyuncuları turnuva dışında bırakan Draper’in Dünya 1 Numarası Sinner’a gücü yetmedi. İlk seti 7-5 kaybeden Draper, ikinci seti tie-break’e götürebildi fakat bu seti de kaybetti. Üçüncü sette biri maçın son oyunu olmak üzere iki break oyunu veren Draper, Dünya 1 Numarasına karşı teslim bayrağını çekti.
Bu yılın kadınlarda kuşkusuz en önemli çıkışlarından birisini Amerikalı Emma Navarro gerçekleştirdi. Wimbledon’da Çeyrek Final oynayan oyuncu, Amerika Açık’ta sırasıyla Blinkova, Rus, Kostyuk, Gauff ve Badosa’yı eleyip Yarı Finale yükselerek çıtayı bir tık üste taşıdı. Yarı Finalde Sabalenka’ya karşı iyi mücadele etmesine rağmen rakibinin hem servisler hem backhand hem forehand’deki sıradışı kuvvetine bir yere kadar dayanabildi. Şu an Dünya 8 Numarası pozisyonunda bulunan Navarro, WTA Sezon Sonu Finalleri için olan sıralamada 7. Sırada bulunuyor. Bir sürpriz yaşamadan bu turnuvaya katılırsa kendisi için büyük bir deneyim olacak ve Amerika Açık’ta oynadığı Yarı Finalin de üzerine çıkmak için mücadele edecek.
Doping tartışmalarının odağındaki isim olan Jannik Sinner, kuşkusuz Amerika Açık’ta ne yapacağı en fazla merak edilen isimlerin başında geliyordu. Sinner final yolunda McDonald, Michelsen, O’Connell, Paul, Medvedev, Draper’ı turnuvanın dışında bıraktı. Final maçında birinci ve üçüncü setlerde birer kez olmak üzere servis kırdıran Sinner bu break’leri geri aldı ve maçı 6-3, 6-4 ve 7-5’lik setlerle alarak şampiyonluğa ulaştı. Özellikle son set servis kırdırdıktan sonra 5-3 geriye düşmesinden sonra rakibine set puanı göstermeden seti 7-5 kazanması mental olarak gayet iyi bir seviyede olduğunun kanıtıydı. Sinner, bu senenin sonunda yapılacak olan ATP Sezon Sonu Finallerinin ve sonrasında geçen yıl kazandığı Avustralya Açık Tenis Turnuvasının en önemli favorisi konumunda…
Turnuvanın ortalama olarak en hızlı forehand vuran oyuncusu erkekler içinden değil kadınlar içerisinden çıktı. Belaruslu Aryna Sabalenka… 26 Yaşına gelen Sabalenka her geçen gün oyununu geliştiriyor ve tepe noktasında ilerliyor. Final yolunda Hon, Bronzetti, Alexandrova, Mertens, Zheng ve Navarro gibi iyi tenisçileri eleyen Sabalenka, finalde daha önce Grand Slamlerde Çeyrek Finali geçemeyen Jessica Pegula ile karşılaştı. İki setin toplamında dört servis kıran Pegula, buna karşılık rakibine altı servis kırdırdı ve maçı 7-5’lik iki sette kaybetti. İkinci sette 5-3 geriye düşen Sabalenka, fiziksel ve mental gücünü tekrar maça koyarak seti ve maçı kazanmasını bildi. Sabalenka, WTA Sezon Sonu Finallerinin ve bir önceki şampiyonu olarak Avustralya Açık Tenis Turnuvasının mutlak favorisi olarak şimdiden görülmeye başlandı.
Hem Sinner hem de Sabalenka Amerika Açığa Cincinati Masters Şampiyonu olarak geldiler ve Amerika Açıkta şampiyonu oldular. Benzer şekilde Cincinati Finalisti Tiafoe Amerika Açıkta Yarı Final, Cincinati Finalisti Pegula, Amerika Açık’ta, Cincinati’de final oynadığı Sabalenka ile yine finalde karşılaştı. Kort tipi farklı olsa da bu durum teniste moralin ne kadar önemli bir kavram olduğunu gözler önüne seriyor.
Dünya tenisi Davis Cup heyecanı ile devam ediyor. Bu turnuvadan sonra sırasıyla Kadınlar ve Erkeklerde Sezon Sonu Finalleri çok çekişmeli mücadelelere sahne olacak ve yıl tamamlanmış olacak.
Kadınlar tarafında Collins, Ostapenko, Raducanu, Osaka, Krejcikova ve Azarenka gibi iddialı oyuncular erken turlarda turnuvaya veda ettiler. Bir diğer önemli oyuncu Dünya 4 Numarası Elena Rybakina da ilk turu geçtikten sonra sakatlığından dolayı ikinci turdaki maçına çıkmayarak turnuvaya veda etti.
Erkekler tarafında turnuvanın en büyük sürprizleri Dünya 3 Numarası Carlos Alcaraz’ın ikinci turda, Dünya 2 Numarası Novak Djokovic’in üçüncü turda elenmeleri oldu. Hollandalı Botic Van De Zandschulp, güçlü rakibi Alcaraz karşısında iyi servis atıp cesur bir oyunla file önüne gelip birçok vole alarak maçı üç sette kazandı. Alcaraz, ralli olarak dönen toplarda fazla basit hata yaparak bu galibiyete zemin hazırladı. Avustralyalı Alexei Popyrin, bu yıl Avustralya Açık ve Wimbledon’da Djokovic mücadelelerinde set almış fakat her iki mücadeleyi de 3-1 kaybetmişti. Bu sefer derli toplu bozulmayan oyunu, güçlü metali, iyi ve sert servisleri ve maç içerisinde üretebildiği başarılı oyun stratejileri ile aynı skorla Djokovic’i geçmeyi başardı. Bununla birlikte hem Van De Zandschulp hem de Popyrin, bu sansasyonel galibiyetlerinin gerisini getiremeyerek bir sonraki turlarda Jack Draper ve Frances Tiafoe’ye elendiler. Öte yandan hem Alcaraz hem de Djokovic’in Olimpiyatta Toprak Kort oynamaları ve finale kadar gelmeleri dolayısıyla Sert Korta uyum sağlayamadıklarını düşünenlerin sayısı da az değil… Dünya 4 Numarasına gerileyen Novak Djokovic, geçen yıl şampiyon olduğu, yıl içinde en fazla puan toplayan 8 tenisçinin mücadele edeceği ATP Sezon Sonu Finallerine topladığı puanlar yeterli olmadığı için katılamayacak. Çok büyük bir ihtimalle 5. Sırada bulunan Medvedev buradan alacağı puanlarla Djokovic’in önüne geçecek ve Djokovic uzun bir süre sonra ilk dört sıranın dışında yer alacak. Bu durumda da Avustralya Açık Tenis Turnuvasında herhangi bir sürpriz olmaması diğer bir ifade ile ilk dörtteki sporcuların elenmemesi durumunda Djokovic Çeyrek Finale yükselmesi durumunda bu turla birlikte bu oyuncuların üçü ile mücadele etmesi gerektiği anlamına geliyor. İlerleyen yaşı da göz önüne alındığında bakalım Djokovic 10 kez ile en fazla Grand Slam Şampiyonluğu yaşadığı Avustralya Açık’ta bu zorluğun altından kalkabilecek mi…
Erken turlarda Djokovic, Alcaraz, Tsitsipas, Rune, Rublev, Ruud gibi önemli oyuncuların elenmesi tek erkeklerde Amerika Açığın biraz Masters turnuvası tadında olmasına sebep oldu. Amerikalı oyuncuların çıkışı dikkat çekiciydi. Tommy Paul son 16’yı, Frances Tiafoe yarı finali, Taylor Fritz de finali gördü. Uzun bir süredir Grand Slamlerde yer alan tecrübeli Taylor Fritz final yolunda sırasıyla Ufo Carabelli, Comesana gibi isimlerin yanı sıra Berrettini, Ruud, Zverev ve Tiafoe gibi önemli tenisçileri mağlup etti. 3-2 Fritz lehine sonuçlanan Fritz - Tiafoe maçında özellikle son set Tiafoe’nin kondisyonunun 3 saat üzeri ve 5 setlik maçlar için yeterli olmadığı gözler önüne serildi. Tiafoe, bu yıl Wimbledon üçüncü turunda da üç saatin üzerinde süren 2-0 öne geçtiği karşılaşmada son set Alcaraz karşısında kondisyon eksiğinden dolayı maça tutunamamıştı.
Rakhimova, Shibahara, Pavlyucenkova ve Samsonova’yı eleyip çeyrek finale gelen Dünya 1 Numarası Iga Swiatek, bu turda 6-2 ve 6-4’lük setlerle Jessica Pegula’ya yenildi. Pegula rakibi yavaşlatması gerektiği noktalarda backhand slice vurma ve topu havalandırmaktan çekinmedi. Swiatek’in en büyük sıkıntısı servisleri tutmadığında ve oyun içi rallilerde topu dışarıya atma topu fileye takma gibi basit hatalarda oyun stilini değiştirebileceği bir B planı yok. Ekibinde Antrenör, Kondisyoner, Fizyoterapist vs… 6-7 kişi bulunan 5 Grand Slam Şampiyonluğu olan bir oyuncunun rutin oyununun çözüm olmaması durumunda farklı bir strateji ile çözüm üretememesi gerçekten çok garip bir durum… Kurmalı oyuncak gibi kurulduktan sonra aynı hareketleri yapıyor. İyi servis ve forehand backhand spinli oyunu tutunca kazanıyor, servis ve oyun tutmayınca kaybediyor. Böyle devam ederse Swiatek’in sadece ters gelen kort tipi çimde değil, uyumsuzluk probleminin olmadığı sert kortlarda da zaman zaman kazandığı Masters şampiyonluklarının ötesine geçemeyecek gibi görünüyor. Birçok oyuncunun Toprak ve Çim korta göre çok daha fazla rahat ettiği sert kortlar iddialı oyuncu sayısının çokluğu bakımından tam bir cadı kazanına dönüşmüş durumda… İşlerin yolunda gitmediği durumlarda uygulayacağı en azından bir B planı olmazsa Swiatek, gelecekte toprak kort sezonunu bekleyip sadece buradaki şampiyonlukları alan bir oyuncuya dönüşebilir.
Turnuvanın kadınlar tarafında en etkili çıkışlardan birisini Çek oyuncu Karolina Muchova gerçekleştirdi. İlk turda Amerikalı Volynets’i turnuva dışında bırakan Muchova, ikinci turda 4 Grand Slam Şampiyonluğu bulunan ve bu turnuvayı iki kez kazanmış Naomi Osaka’yı akıllı ve stratejik bir oyunla 2-0 mağlup etti. Daha sonra sırasıyla Rus Potapova, Roland Garros ve Wimbledon Finalisti Jasmine Paolini ve çeyrek finalde Brezilyalı Haddad Maia’yı elemeyi başardı. Yarı finalde yine kendisi gibi turnuvada büyük bir çıkış yakalayan Pegula’ya karşı çok iyi bir mücadele göstererek ilk seti 6-1 aldı. Fakat bu mücadeleyi maçın geneline yayamayarak ve Pegula’nın oyun stiline alışmasının da etkisiyle diğer iki seti 6-4 ve 6-2 kaybederek yarı finalde elendi. Muchova, kadın tenisinde pek rastlanmayan bir şekilde servis vole oyunu, file önüne sıklıkla çıkıp vole vurma, backhand slice’ı yoğun bir şekilde kullanması ve zaman zaman kısa toplar atması ile; kadın tenisinde sıklıkla görülen tenisi baseline çizgisi üzerinde oynayıp, rutin, basmakalıp işler yapan tenis oyuncusu kalıbını kırarak ”All Around” bir tenis oyuncusu görüntüsü çizdi. Sakatlanma, vs gibi problemler olmazsa gelecekte yapacağı mücadelelerde de bize keyifli anlar yaşatacaktır.
Turnuvanın erkekler tarafında yıldızı parlayan ismi Britanyalı tenis oyuncusu Jack Draper oldu. Sağlam, karakter koyan komple oyunuyla Zhang, Machac ve De Minaur gibi önemli oyuncuları turnuva dışında bırakan Draper’in Dünya 1 Numarası Sinner’a gücü yetmedi. İlk seti 7-5 kaybeden Draper, ikinci seti tie-break’e götürebildi fakat bu seti de kaybetti. Üçüncü sette biri maçın son oyunu olmak üzere iki break oyunu veren Draper, Dünya 1 Numarasına karşı teslim bayrağını çekti.
Bu yılın kadınlarda kuşkusuz en önemli çıkışlarından birisini Amerikalı Emma Navarro gerçekleştirdi. Wimbledon’da Çeyrek Final oynayan oyuncu, Amerika Açık’ta sırasıyla Blinkova, Rus, Kostyuk, Gauff ve Badosa’yı eleyip Yarı Finale yükselerek çıtayı bir tık üste taşıdı. Yarı Finalde Sabalenka’ya karşı iyi mücadele etmesine rağmen rakibinin hem servisler hem backhand hem forehand’deki sıradışı kuvvetine bir yere kadar dayanabildi. Şu an Dünya 8 Numarası pozisyonunda bulunan Navarro, WTA Sezon Sonu Finalleri için olan sıralamada 7. Sırada bulunuyor. Bir sürpriz yaşamadan bu turnuvaya katılırsa kendisi için büyük bir deneyim olacak ve Amerika Açık’ta oynadığı Yarı Finalin de üzerine çıkmak için mücadele edecek.
Doping tartışmalarının odağındaki isim olan Jannik Sinner, kuşkusuz Amerika Açık’ta ne yapacağı en fazla merak edilen isimlerin başında geliyordu. Sinner final yolunda McDonald, Michelsen, O’Connell, Paul, Medvedev, Draper’ı turnuvanın dışında bıraktı. Final maçında birinci ve üçüncü setlerde birer kez olmak üzere servis kırdıran Sinner bu break’leri geri aldı ve maçı 6-3, 6-4 ve 7-5’lik setlerle alarak şampiyonluğa ulaştı. Özellikle son set servis kırdırdıktan sonra 5-3 geriye düşmesinden sonra rakibine set puanı göstermeden seti 7-5 kazanması mental olarak gayet iyi bir seviyede olduğunun kanıtıydı. Sinner, bu senenin sonunda yapılacak olan ATP Sezon Sonu Finallerinin ve sonrasında geçen yıl kazandığı Avustralya Açık Tenis Turnuvasının en önemli favorisi konumunda…
Turnuvanın ortalama olarak en hızlı forehand vuran oyuncusu erkekler içinden değil kadınlar içerisinden çıktı. Belaruslu Aryna Sabalenka… 26 Yaşına gelen Sabalenka her geçen gün oyununu geliştiriyor ve tepe noktasında ilerliyor. Final yolunda Hon, Bronzetti, Alexandrova, Mertens, Zheng ve Navarro gibi iyi tenisçileri eleyen Sabalenka, finalde daha önce Grand Slamlerde Çeyrek Finali geçemeyen Jessica Pegula ile karşılaştı. İki setin toplamında dört servis kıran Pegula, buna karşılık rakibine altı servis kırdırdı ve maçı 7-5’lik iki sette kaybetti. İkinci sette 5-3 geriye düşen Sabalenka, fiziksel ve mental gücünü tekrar maça koyarak seti ve maçı kazanmasını bildi. Sabalenka, WTA Sezon Sonu Finallerinin ve bir önceki şampiyonu olarak Avustralya Açık Tenis Turnuvasının mutlak favorisi olarak şimdiden görülmeye başlandı.
Hem Sinner hem de Sabalenka Amerika Açığa Cincinati Masters Şampiyonu olarak geldiler ve Amerika Açıkta şampiyonu oldular. Benzer şekilde Cincinati Finalisti Tiafoe Amerika Açıkta Yarı Final, Cincinati Finalisti Pegula, Amerika Açık’ta, Cincinati’de final oynadığı Sabalenka ile yine finalde karşılaştı. Kort tipi farklı olsa da bu durum teniste moralin ne kadar önemli bir kavram olduğunu gözler önüne seriyor.
Dünya tenisi Davis Cup heyecanı ile devam ediyor. Bu turnuvadan sonra sırasıyla Kadınlar ve Erkeklerde Sezon Sonu Finalleri çok çekişmeli mücadelelere sahne olacak ve yıl tamamlanmış olacak.